Cengiz Tokmak 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü Dolayısı ile Mesaj Yayımladı

Değerli kardeşlerim,

Çanakkale’de Destan yazan, İstiklal Savaşında yedi düvele karşı yokluk ve yoksulluk içinde dimdik durarak Vatanı işgal kuvvetlerinin postallarından kurtaran Yüce Türk Milleti 15 temmuz 2016 da bu kez kendi içinden çıkmış hainlere karşı dünyada eşi benzeri görülmemiş yeni bir destan yazmıştır.

15 temmuz ; Yurt savunması amacı ile kendisine emanet edilmiş uçağı, tankı, tüfeği kendi ikbali için, kendi halkına doğrultan soysuz vatan hainlerinin gözlerini kan bürüdüğü tarihtir.

15 temmuz; kendilerini  ‘hizmet ve hoşgörü hareketi ’ adı altında maskeleyenlerin maskelerinin düştüğü, vatan hainliklerinin hiçbir şüpheye yer kalmaksızın tescillendiği tarihtir.

Ve yine 15 temmuz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı dizelerinde  “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! / Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım; / Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.” Dediği gibi, Yüce Türk Milletinin kendisine zincir vurulamayacağının bir kez daha ispatlandığı tarihtir.

Değerli Kardeşlerim;

Bir yıl önce 15 temmuz akşamı Pensilvanya merkezli olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek için hain planlarını devreye sokan FETÖ / PDY terör örgütü bu emellerine ulaşamamışlardır. Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm halkımızı meydanlarda toplanma ve bu hain kalkışmaya direnmeleri konusundaki çağrısı 80 milyonun canını ortaya koyarak direnmeleri  ile cevap bulmuştur. İşte bu direniştir ki, Yüce Türk Milleti Çanakkale ve İstiklal Savaşından sonra üçüncü Destanını yazmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz geçmişte bir çok darbe ya da muhtıralarla karşı karşıya kalmıştır. 1960-1971-1980-28 şubat süreci gibi bir çok süreçlerden geçtik.  Darbeci zihniyetin bunlarda kısmen ya da tamamen başarılı olduklarını da görmekteyiz.Ancak bu kez böyle olmamıştır. İşte bunu çok iyi tahlil etmemiz gerekmektedir. Ülkemizin 15 temmuz hain kalkışması dışındaki darbeleri incelediğimizde siyaset kurumunun sustuğunu görüyoruz. Haliyle basın ve halkımız da susmak zorunda bırakılmışlardır.15 temmuz hain kalkışmasında ise siyaset kurumu susmamıştır. Bu da bir devlet yönetiminde Siyaset kurumunun ve liderliğin ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halkımızın gözünde tartışılmaz LİDERLİĞİ ve O’nun halkımıza çağrısı tüm basınımızı da arkasından sürüklemiş, netice olarak halkımız ihtiyacı olan özgüvene kavuşmuş ve hainlere geçit vermemiştir. 15 temmuz bu yönü ile darbeler tarihimizin en önemli noktasında yerini almış ve bir daha bu topraklarda darbe girişimine son noktayı koymuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisini, Genel Kurmay Başkanlığını, Milli İstihbarat Teşkilatı binasını, Emniyet Genel Müdürlüğü ve bir çok kamu binasını bombalayan, Halkımızın üzerine tanklarla ve her türlü zırhlı araçlarla saldıran, kurşun yağdıran hainlere,  81 ilimizde 80 milyon vatansever birlik ve beraberlik ruhuyla tek vücut olarak attıkları tokat tüm dünya   devletlerine ve halklarına örnek olmuştur.

Ayrıca;  Cumhuriyetimize, demokrasimize ve geleceğimize göz diken Hem FETÖ hem de FETÖ dışındaki tüm terör örgütleri ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde kötü emelleri olan tüm devletler bu destan ile “ bu bayrağın inmeyeceğini, bu ezanın dinmeyeceğini bir kez daha anlamışlardır.

Değerli Kardeşlerim;

Evet , bir kez daha 80 milyon olarak haykırıyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde bu bayrak inmez, bu ezan dinmez. Çünkü; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün  “ söz konusu vatan ise gerisi teferruattır “ sözündeki gibi 15 temmuzda SÖZ KONUSU VATAN olmuştur.  Söz konusu vatan olduğunda  CANINI BİLE BİR TEFERRUAT olarak gören bir başka millet yoktur. Bu tek tek her birimiz için geçerlidir. VATAN KARŞISINDA CANIMIZ BİR TEFERRUATTIR.

Ömer Halis Demir gibi, Ayancıklı 22 yaşındaki genç kardeşimiz Ömer Can Açıkgöz gibi her yaş ve cinsiyetten 248 vatandaşımız canlarını teferruat olarak görüp şahadet şerbetini içtiler şehitlik mertebesine ulaştılar. Her yaş gurubundan 2196 vatandaşımız ise yine canlarını hiçe sayarak gazilik mertebesine ulaştılar. Tüm şehitlerimizi Rahmetle anıyorum. Tüm gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha tekrarlıyorum ki, dünya var oldukça bu topraklarda bu bayrak inmeyecek, bu ezan sesi dinmeyecektir. VE, 15 Temmuz Destanını UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ…