Ülkü Ocakları, Durağanda Milliyeçi Yarınlara Doğru 3. Geçlik Şöleninde Buluştu

Ülkü Ocakları Sinop İl Başkanı Emre Karagülle'nin konuşması.

Cennet mekan Başbuğumuzun 100. Yıl dönümüne denk gelen bu kutlu gecede, hepinizin adına, Başbuğ Alparslan Türkeş beyefendiyi saygı ve hürmetlerimle anıyor, kendilerine Yüce Allahtan rahmet diliyorum.

‘’Türk, sadece bir ırk adı değil, aynı zamanda kadim bir kültürün adıdır. Bu kültür içerisinde töresini, felsefesini, değerler silsilesini barındıran yüce bir kavramdır’’

‘’Tarih, bir toplumda kültür oluşturup şuur uyandırmadıysa, o topluluğa millet denilemez.

Türk adı, içerisinde merhameti, adaleti, doğruluğu, paylaşmayı, güveni, aklı ve en önemlisi cesareti temsil eder.

Düşmana boyun eğmeyenlerin, esir olmayan özgür ruhların adıdır Türk’’

Türklüğün taşıdığı anlam o kadar yücedir ki, bu anlamın idrakından yoksun olanlar her türlü ihanete açık zavallılardır.

Çünkü onlar, Devletin, Milletin, Ezanın ve Bayrağın kıymetini bilmezler.

Oysa binlerce yıllık tarihi olan Türk Milleti, tarihinin  verdiği şuurla 2300 yıldır  kesintisiz devlet sahibi olan  emsalsiz bir millettir.

Türk Devletimizin son şekli ise Anadolu coğrafyası üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyetidir.

Türk milletinin, yaklaşık bin yıldır İslam'ın yükselen kılıcı olması sebebiyle, haçlı artıklarının devletimiz üzerindeki bizans oyunları her zaman sürmekte, ülkemiz emperyalist kuşatmaların hedefi olmaktadır.

Eğer ki tarih tekerrür ediyorsa, yaşanan olaylardan tecrübe çıkartılmamış demektir.

Değerli Ülküdaşlarım,

Dünyada Türklük ne ise, ki nasıldır ? Öksüz, yalnız ötelenmiş...

Türkiyede de Türk Milliyetçisi olmak öyledir.

Nasıl ki dünyada milletimize yahut devletimize olan saldırılar, oyunlar vs. bitmiyor ise Türkiyede de Türk milliyetçilerine karşı benzer tutumlar asla bitmeyecektir.

Türk milliyetçiliğini günümüze kadar besleyip, onu yaşatan Ülkücü hareket karşısında da negatif algı yönetimleri, kumpaslar, tuzaklar son bulmayacaktır. Çünkü bu hareket, Türk Devletinin kurucu felsefesi olan Türk Milliyetçiliğini temsil  etmektedir.

İçte ve dışta ne kadar Türk Devleti düşmanı varsa bunlar aynı zamanda bu milletin çekirdek kadrosu Ülkücü Hareketi de kendilerine düşman bellemişlerdir.

Ve bu bir gerçektir ki,

Ülkücü Hareketi yıpratmadan, teşkilatları bölmeden, Türk milliyetçilerini bitirmeden, bu devleti yıkamazlar.

Bizleri, teşkilatları, hareketin başlangıç yıllarından beri koruyan, yaşatan, yarım asırdır onca zulme karşı ayakta tutan en önemli anlayış TÖREMİZDİR.

Bu anlamda bu milletin her ferdi, tarihine ve töresine sıkı sıkıya bağlı olmak zorundadır.

Çünkü bugün Türk devleti yaşıyorsa, bu 2300 yıllık töresi sebebiyledir.

Bu anlayışa paralel olarak;

Eger ki teşkilatlarımız, her türlü siyasi algı operasyonlarına, darbelere, siyasi hamlelere rağmen varlığını yarım asırdır devam ettiriyorsa, bu başarı, törenin bizde ki karşılığı olan teşkilat disiplini sayesindedir.

Ülkü Ocakları mensupları olarak bizler, Türk töresini ve teşkilat disiplinini bozmadan yaşatmaya kararlıyız.

Bunu yaşatırken kırıcı, incitici davranışlardan kaçınarak, Ülkücü duruşun gereği olan yüksek ahlak kurallarımızı ezmeden, siyasetin etik dili dışına çıkmadan nizam almalı,

çalışmalarımızla, faaliyetlerimizle, beyefendiliğimizle, irademizle ve imanımızla gündem oluşturmalıyız.

Şovanist anlayışla, karşıtlıktan beslenmek, başkaları üzerinden gündem oluşturmak, Ülkücü felsefede yer almaz.

Çünkü Ülkücü Hareket reaksiyonel bir hareket değil aksiyonel bir harekettir. Yani bir tepki hareketi değil, gündemi belirleyen, proje üreten bir fikir hareketidir.

Konuşmamın sonuna gelirken

kuruluşunun 1. yılında mükemmel bir disiplin ve çalışma azmi ile faaliyetlerini sürdüren Ülkü Ocakları Durağan İlçe Başkanımız Hakkı Keleş beyefendiye ve yönetimine, bizlerden desteğini esirgemeyen, her zaman teşkilatımızın yanında olan Milliyetçi Hareket Partisi Durağan İlçe Başkanımız Osman Yıldırım beyefendiye ve yönetimine  huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Milliyetçi yarınlara doğru ilerlerken Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi olan Türk milliyetçiliği ideolojisini koruyan ve yaşatan Ülkü Ocakları'nın değeri, bu memleket için günden güne dahada önem arz etmektedir.

Buradan yüce gönüllü tüm Ülküdaşlarıma sesleniyorum.

En kötü şartlarda dahi varlığını devam ettiren Ülkü Ocakları adına yapacağımız çalışmalar, milletimiz adına büyük önem arz etmektedir.

Bu yüzden bu teşkilatların yol başçılığını yapan bir avuç serdengeçtiye

yorulmak, dinlenmek, ara vermek, kenara çekilmek yahut gevşemek  haramdır.

Kızıl elma ruhu ile hareket edip çalışmalarımıza ivmeli bir şekilde hız vermek zorundayız.

Eğer ki yarınımız bugün ile aynı ise kayıptayız demektir.

Bu azmi bugüne kadar gösteren teşkilatlarımıza,

tekraren teşekkür eder, bundan sonra yapacakları çalışmalarda ise kolaylıklar dilerim.

Allah yar ve yardımcınız olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!