.
| |||
Mustafa Kemal bu ülkeye ve Türk milletine o kadar çok ve o kadar büyük yenilikler, iyilikler ve devrimler yaptı ki, bunlardan bazılarını bu gün Atatürkçüyüm diyenler bile tam olarak hatırlayamıyorlar. Neyse ki böyle unutulanlardan birini; sağ olsun milli görüş mektebinden yetişme İslamcı-Kürtçü ve BDP milletvekili, İmralı ziyaretçisi Altan Tan hatırladı ve bize de hatırlattı. Altan Tan Atatürk Devrimlerinden biri olan “Tevhid-i Tedrisat” yasasının kaldırılmasını istedi. “Zaten” dedi, “Resmen yürürlükte ama fiilen yürürlükten kalktı. Bu gün tarikatlar, cemaatler kendi bildikleri gibi eğitim veriyorlar. Tevhid-i Tedrisat yasasının kaldırılması bir şey değiştirmeyecek, sadece illegal olarak yapılan şeyi legal hale getirecek.” Altan Tan’ın tespiti doğrudur. Birçok kişi ve kurum, bu yasaya aykırı olarak, okul, kurs ve benzeri adlarla açılan yerlerde içeriğini kendilerinin belirledikleri bir tür eğitim veriyorlar. Bunların bazılarının resmiyette hiç yeri yok. Göz yumuluyor. Resmi bir durumu var, denetlenmiyor. Yani Tevhid-i Tedrisat yasası uygulanmıyor. Altan Tan da fiili durumun resmi hale getirilmesini istiyor; “Mademki uygulamıyorsunuz, bari yasallaştırın” diyor. Milli Görüşçü, İslamcı, Kürtçü ve BDP milletvekili Altan Tan haklı. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Tevhid-i Tedrisat Yasası’nı Osmanlının acı deneyimlerinden ders aldıkları için çıkardılar. Osmanlı Devleti’nin yıkılışında yıkıcı eğitim veren ve yıkımı örgütleyen yabancı okulların yanı sıra işe yarar bir eğitim vermeyen, insanları cahil bırakan Müslüman okullarının da payı vardı. Trabzon’da kurulmuş olan, Fatih Sultan Mehmet’in yıktığı Trabzon Rum Pontus İmparatorluğu’nu ihya etmek için kurulan ilk Pontus Cemiyeti Trabzon’dan önce Merzifon çevresinde kurulmuştur. Bu tesadüf değildir. Doğrudan doğruya Merzifon’daki Amerikan Kolejinin sayesindedir. Değerli Hemşerimiz Prof. Dr. Adnan Şişman’ın önemli bir kitabı var; “20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti’nde Yabancı Devletlerin Kültürel ve Sosyal Müesseseleri” adında. Kitabı inceledik. Yabancıların yoğun ilgi gösterdikleri yerler, bu gün sınırlarımızın dışında kaldı. Bulgar komitacıları Robert Kolej’de yetişti. Osmanlı yöneticileri bu yabancı, zararlı eğitim yuvalarını denetim altına alamadı. Bu fitne yuvalarının arkasında yabancı devletler vardı ve Osmanlı yöneticileri bu devletlerle iyi geçinme adına bunlara göz yumdular. Müslüman çocuklarına eğitim veren iki kurum vardı. İkisi de ağırlıklı olarak dini eğitim veriyorlar. Medreselerde Kur’anı okuma, ezberleme ve biraz da Arapça dil bilgisi verilirken, Sultan II. Abdülhamit zamanında daha bir çağdaş eğitim veren mektepler açıldı. Ama bu iki kurum arasında düşmanlık çıktı. Medreseciler; mektepleri dini derslerin yanı sıra tarih, coğrafya, matematik, fizik, kimya gibi dersler okuttukları için “kâfir mektebi” ilan ettiler. Bu çekişme Osmanlının yıkılışına kadar devam etti. İşte “Tevhid-i Tedrisat” yani “Eğitim Birliği” bu ihtiyaçtan doğdu. Çocukları eğitmekten çok cahil bırakan kurumlar kapatıldı. Bölücülük yapan ihanet okulları ya kapatıldı, ya da denetim altına alındı. Devlet kendi açtığı okullarda kendi belirlediği müfredatı ülkenin yer yerinde uyguladı. Dağ başındaki köylere bile okul açtı, öğretmen gönderdi. Okuma yazma bilmeyen insan kalmasın diye eğitim kampanyaları başlattı. Ülkemiz bu gün iyi bir durumda ise Tevhid-Tedrisat yasasına ve o okuma yazma seferberliklerine borçludur. Altan Tan akıllı adam... Türkiye Cumhuriyeti’nin zayıf yanını biliyor. Türkiye’yi bölmek için zayıf düşürmek istiyor. Zayıf düşürebilmek için de eğitimden vurmak gerektiğini bilerek “Tevhid-Tedrisat Yasası kalksın” diyor. Tevhid-i Tedrisat Yasası 3 Mart 1924 yılında yasalaşmıştı. | |||