Yayın Tarihi:01 02 2008 17:43(7707)

Yiğren Camili’nin Camileri

Yiğren Köyleri denen dört köy vardır. Bu köylerin isimlerinde ki Yiğren kelimesi Yeni’ye çevrilerek devam ettirildi.

Yiğren adının köken ve anlamı için kısa bir araştırma yaptık. Ancak çok inandırıcı bir sonuç elde edemedik. Osmanlı belgelerinde “Yeğerli, Yeğerlü” adı ile anılan bir Yörük cemaati bulunduğunu öğrendik. Ancak bu kadar bir benzerlik ile Yiğrenlilerin bu cemaatin torunları olduklarına karar veremeyiz.

Yiğren’de görmeyi istediğimiz üç yer vardı. Bunlardan biri Yenicamili’deki Ahşap Cami,  diğeri buradaki Cuma Camisi ve üçüncüsü de kaya mezarları.

Kaya Mezarları

Önce sonuncusundan başlayalım. Çünkü en önce onları görmeye gittik. Burası ile ilgili olarak Bekir Başoğlu “Boyabat ve Çevresi Tarihi” isimli kitabında şu bilgiyi veriyor.

“Yenicami Köyü sınırları içinde, Döme semtinde İsmail Ağa Suyu çevresinde kaya mezarlarına ve ayrıca çeşitli mezarlara rastlanmaktadır. Burada yeraltında iki odalı bir bina harabesi bulunmaktadır. Kaya mezarları bir yamaçtadır. Kayalar oyulmak suretiyle yapılmıştır. Mezara giriş kapıları oyuklara yerleştirilmiş taşlarla kapalıdır. Birkaç kaya mezarı ortaya çıkarılmıştır. Bu semte yakın Döme dağı tepesinde bir hisar vardır. Bu hisarın harabeleri görülmektedir.”

İsmail Ağa Suyu Yiğren oluklarını geçince gelinen düzlük arazinin güneyinde bir çukurca bir yerdedir. Buraya hayvanların su içmeleri için uzunca bir oluk yapmışlar. Mezarları bu oluğun da yaslandığı yamaç üzerinde ve güney yönüne bakar durumda bulduk.

Yamaç meşelik bir arazi. Üstte bir miktar toprak var, altta ise kayran denen bir çeşit kaya ya da kum taşı. Bu çevrede çok bulunan mavi-yeşil renkte, tabakalı, bir kayaç türü. Kolay kazıldığı için mezar yapımında tercih edilmiş olmalı.

Tam olarak saymadık ama 6-7 mezar açılmış. Mezarları görünce doğrusu hayal kırıklığına uğradık. Bekir Başoğlu’nun verdiği bilgilere göre daha gösterişli mezarlar ve gerçekten yeraltında bir mesken bulacağımızı umuyorduk. Böyle bir şey yok. Mezarların çoğu basit mezarlar. Yeraltına kazılmış bir fırın gibi bir şey. Bir tanesinde bu mezarın üç yanına ölü sedirleri kazılmış. Bu tarz mezarlara çevrede rastlanıyor. Önemli mezarları göz önünde kayalara anıtsal tarzda yapılıyor. Ama burada hepsi yeraltında ve gizlemek üzere yapmışlar. Sanırım bu mezarlar halktan kişilere ait mezarlar.

Mezarların ağızları taşla kapatılmış. Bazı mezarların içine su girmiş. Üstünde bulunan ağaçların kökleri mezarın içine kadar uzanmış. Bir mezarın kemikleri ise hala duruyordu.

Yeraltında iki katlı bir bine harabesini de göremedik. Sanırım Bekir Başoğlu buraları kendisi görmedi. Burası ile ilgili bilgiyi başkalarından dinledi.

Yiğren’de Zeytin Ağacı

Yiğren oluklarının yukarısında Hasan Kırık’ın bahçesinde dalında zeytinleri ile bir zeytin ağacı gördük. Bir Akdeniz bitkisi olan zeytin bölgemizin ne kadar ılıman bir iklime sahip olduğunu kanıtlıyor.

Köyde önce vakit namazlarının kılındığı Ahşap Camiyi görmek istiyoruz. Köy imamı Kemal Büyükkayıkçı bize iki camiyi de gezdirdi. Kemal Bey dedelerinin İstanbul’da kayıkçılık yaptığını zaman zaman buraya geldiklerini, sonra da buraya yerleştiklerini söylüyor.

Özgün Bir Ahşap Cami

Ahşap Cami yolun hemen kenarında. Burası hem cami, hem köy odası olarak yapılmış. Burası iki büyük oda ile sofalardan ibaret. Odanın biri ahşap köy evlerinin bir odasına benziyor. Kenarlarda alçak sedirler, ortada bir ocak bulunuyor. Köylü zamanında burada kebap falan da çevirmiş olmalı ki buna ait izler görüyoruz. Aşağıda gene bir küçük oda ve ahır bulunuyor. Bunlar geçen yüzyılın ihtiyaçları. Köyden kasabaya inenler bir günde inemezler ve Boyabat’a yakın bir köyde konaklarlardı. Bu yolculuk atla, eşekle ve katırla olurdu. Sadece insanları değil, hayvanları da barındırmak gerekirdi. O yıllarda misafir ağırlamak onurlu işlerdendi.

Ahşap Caminin son cemaat yeri peyke ile çevrilmiş. Ahşap minareye de buradan çıkılıyor. Minare ondüleli saçla kaplanmış. Cami kapısına bir takım süslemeler yapılmış. Kapıda koca bir anahtar ve pirinç bir halka var.

Cami dışarıdan ne kadar yıkık dökük görünse de içerisi bakımlı. Gayet sade, tamamen özgün ve ahşap. Orta yerde kandil veya avize asmaya mahsus bir halka ve ahşap tavan süslemesi yapmışlar.

Köy Evleri Zamana Direniyor

Köyde bildiğimiz ahşap köy evleri, şehre özenerek yapılmış karma evler ile yeni yapılar yan yana. Bu evlerinin kimisi yıkılmaya yüz tutmuş. Kimisi daha uzun zaman dayanacak gibi görünüyor. Köyün şehre yakın oluşu yüzünden köyde işi olsa dahi şehirde oturulduğundan evler oturulmamaktan ve bakımsızlıktan hızla yıpranıyor. Gene de köy genel görünüm bakımından özgün görünümünü koruyor.

Cuma Camisi Onarım Görmüş

Cuma camileri bizim bölgede görülen belki de buralara has bir adet. Sadece Cuma ve Bayram namazlarının kılındığı camilerdir. Kimi yerlerde köyün içinde, kimi yerlerde ise birkaç köyün orta yerinde açık arazide bir yapı olarak görürüz. Eskiden cemaat azlığından cuma namazı kılınabilmesi için her camiye berat verilmezmiş. Böylece birkaç köyün beraber namaz kıldığı camiler yapılmış. Tabii bu camiler köyler arasında ki toplumsal ilişkileri sürdürmek için de iyi bir vesile teşkil etmiştir.

İkinci hayal kırıklığımızı Cuma Camisinde yaşadık. Cuma Camisi Köyün çıkışında. Dışarıdan görünce daha özgün bir yapı bekliyorduk ama gördük ki yakın zamanda tamir görmüş. Köylü buraya bir hayli önem vermiş. Belki de bu yüzden özgün yapısından bir hayli uzaklaşmış.

Camide son cemaat yeri kapalı. Duvarlar bir hayli kalın. Üst kat son cemaat yerinin üzerine doğru uzatılmış. Tahtaların durumuna bakınca üst kat yakın zamanda yenilenmiş. Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü pek özellikli değil. Bir özelliği varsa da kalın boya katmanı altında kalmış.

Belki tek özellik dini levhalar. Bunlar da saç üzerine elle yazılmış.

Cami avlusunda üç mezar var. Bu mezarlardan biri köyde gelen geçen yolculara iyi hizmet eden hayırsever bir kişi olarak bilinen Selim Ağa’a ait. Selim Ağa kimi kimsesi olmayan, çok sevilen ve sayılan bir kişi olduğundan gelip geçenlerin ve namaz kılanların dualarından istifade etsin diye ölünce buraya gömmüşler.

 
Facebook'ta Paylaş

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut
Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Nisan ayı ziyaretci sayısı:

317517


Tasarım:DtGaNi