Yayın Tarihi:09 03 2013 01:36(1398)



egitimbirsen.jpgEğitim-Bir-Sen'den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İçin Açıklama



"EĞİTİM-BİR-SEN SİNOP ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI
8 Mart Türkiye’de Kadınlara Ayrımcılığın Bittiği Tarih Olmalıdır

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların haklarını aramak, çalıştıkları işin karşılığı
ücreti alabilmek ve doğum izni talepleriyle başlattıkları mücadelenin yıldönümüdür. Bu
mücadelenin 1857 yılında başladığını dikkate aldığımızda aradan geçen sürede fazla bir
ilerlemenin olmadığı açıktır.

Günümüzde kadınların uğradıkları eşitsizlik ve ayrımcılık halen devam etmekte, kadınların
talepleri sürekli gündemdeki yerini korumaktadır. Her 8 Mart’ta, kadınların sorunları ve bu
sorunların çözümüne yönelik talep ve önerileri kadın-erkek toplumun her kesimi tarafından
dillendirilmekte ama köklü çözümler getirilmemektedir.

Kadınlar, birbirlerinin sorunlarına karşı duyarsızlaştırılmakla birlikte hemcinslerine karşı
mücadele eder hale getirilmişlerdir. Kılık-kıyafet ayrımcılığının kamu eliyle körüklenmesi
yüzünden kadınların önemli bir kesimi ötekileştirilmiş, eğitim-öğretim ve çalışma hayatı başta
olmak üzere, çoğunlukla sosyal hayattan da dışlanmışlardır. Yıllarca üniversite kapılarında
yaşanan dramlar görmezden gelinmiş, kılık-kıyafet ayrımcılığıyla dışlamalar sürmüş,
özgürlük talepleri duymazdan gelinmiştir. Çalışma ve toplumsal hayata katılımdaki eşitsizlik
devam ederken, “Haydi Kızlar Okula” kampanyaları ise bir ironi gibi durmuştur.

Halkın seçtiği başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya TBMM İç Tüzüğü gerekçe
gösterilerek had bildirilmesi de sindirilmenin en uç örneği olarak tarihe geçmiştir. Bu durum,
hakkını arayan kadınlara öğrenilmiş çaresizlik örneği olarak sunulurken, kılık-kıyafeti
gerekçe gösterilerek mesleklerinde atılan, eğitimleri yarıda kalan, yaşamları zehir edilen
kadınların ödediği bedel yeterli görülmemişçesine kadınlara uygulanan ayrımcılık maalesef
hâlâ sürmektedir.

1930’da ‘seçme’, 1934’te ‘seçilme’ hakkı tanınan kadına günümüzde ne giyeceğini seçme
hakkı verilmemekte, toplum mühendisliği devam etmekte, ders kitapları dâhil hayatın
her alanında kadınlara rol modeller dayatılmaktadır. Yıl 2013 ve kamusal alan yalanıyla
meşrulaştırılmaya çalışılan keyfi dayatmalar ne yazık ki hâlâ sürmekte; başörtüsü, kadınların
önemli bir kısmını mahrum etmenin simgesel aracı olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu’nda kadınlara pozitif ayrımcılık
hakkı tanındığı halde, kamuda çalışma hayatında kadınlar arası ayrımcılığın sürüyor olması
kabul edilemez. Temel hak ve özgürlüklerini kullanamayan başörtülü kadınlara erkek

kontenjanından insan muamelesinin yapıldığı ülkemizde, Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart’ın
tüm ayrımcılıkların ve ötekileştirmelerin bittiği tarih olmasını istiyoruz.

Memur-Sen Konfederasyonu olarak “Kamuda Kılık ve Kıyafet Özgürlüğü İçin 10 Milyon
İmza” kampanyası kapsamında topladığımız 12 milyon 300 bin imzanın kişi hak ve
özgürlüklerinin iadesi için ortaya konulan en güçlü talep olduğunu haykırıyor, anayasal
meşruiyeti olmayan 1982 model darbe dönemi kılık-kıyafet yönetmeliğinin kaldırılarak,
kadınların çalışma hayatından dışlanmasının önüne geçilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

Hükümete çağrımız, 8 Mart tarihini yıllardır ötekileştirilmiş ve örselenmiş kadınlar için bir
milat yapmalarıdır. Aksi takdirde kamu çalışanları olarak bu konudaki kararlılığımızı devam
ettireceğimizi ve 18 Mart’ta işyerlerine sivil kıyafetle giderek, çağdışı yasağı yok sayıp
yönetmeliği işlevsiz kılacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla aşağıdaki hususlara
dikkat çekiyor ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz:
-Kadının cinsel ve ticari bir meta olarak kullanılmasının önüne geçilmesi için yasal tedbirler
alınmalı, televizyonlarda kadını değersizleştiren müstehcen sahnelerin en az sigara içme
sahneleri kadar insanlığı tehdit ettiği bilinmelidir.
-Çalışan annelerin çocukları için çalışma yerlerinde mutlaka kreşler açılmalıdır.
-Kadınları kategorize eden anlayışı meşrulaştıran, yasal metin haline getirilmiş bütün
düzenlemeler iptal edilerek, Meclis İç Tüzüğü dahil, kadınların çalışma ve sosyal hayatta
önlerine konulan bariyerler kaldırılmalıdır.
-Şiddet gören kadınların korunmasına yönelik atılan adımlar yenileriyle güçlendirilmeli, can
emniyeti sağlanmalıdır.
-Kayıt dışı istihdamın önemli bir bölümünü oluşturan kadınların iş güvencesine yönelik
çalışmalar hızlandırılmalı, bu yöndeki yasaların uygulanması için de titizlik gösterilmelidir.
-Kadınların çalışma hayatında doğum izni, süt izni gibi haklarını kullanmaları konusundaki
engellemelerin önüne geçilmelidir.
-Kadınların yetersiz olan ücretli izin süreleri artırılmalıdır.
-Eş durumundan tayinleri yapılmayan bin 518 öğretmenin mağduriyeti giderilerek aile
bütünlükleri sağlanmalıdır.
-Antidemokratik süreçlerde inancı, kimliği ve kişiliği nedeniyle mahrum edilen ve bedel
ödetilen bütün kadın ve kızların hakları iade edilmelidir.
-Ders kitapları dahil, bütün materyallerde insanlara empoze edilmeye çalışılan kadın rol
modellerin ayrımcılığı körükleyen unsurlar olduğu bilinciyle hareket edilmelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle, bütün kadınlarımızın gününü kutluyor; savaşın hüküm sürdüğü
ülkelerdeki kadın ve çocukların yaşadıkları dramların son bulmasını, şiddetten uzak,
engellerden arınmış, kadınların hayatın her alanında hak ettiği şekilde temsil edilmesini
temenni ediyoruz.

Mustafa ASLAN
Eğitim-Bir-Sen Sinop Şubesi A. "


Facebook'ta Paylaş
1. Yorum: okur 09 03 2013 05:39
sayın eğitimbir-sen sendikalı arkadaşlar.bu yazıyı içinize sinerek koyduğunuza inanmıyorum.eğri oturup doğru konuşalım derlerya.siz kadını evinin hizmetçisi gören,onu kara çarşafa sokan,başka bir erkekle konuşmasının günah olduğunu savunan kişilersiniz.cemaat toplantılarınızda kadın erkek ayrı oturtursunuz.cemaat toplantısı çıkışlarında ayrı ayrı çıkarsınız ki birbirinizin eşlerini görüp te günaha girmeyesiniz.
burada kadın hakları savunuculuğu yapmanıza ancak gülünür.sizin kadına verdiğiniz özgürlük ve haklar irandaki gibidir.
bazı eğitimbir-sen liler kadın özgürlüğünden yana olabilirler. onlar da akp iktidarda olduğu için siz de olanlardır. atama yaptırma müdür olma sürgün yememe, yalakalık yapma nedenlerindendir. bu tür öğretmenler her iktidarın yalamalığını yapan cinslerdir.
lütfen kendinizi de okuyucuyu da kandırmayın.


Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut

Atatürkçülerin dahi unuttuğu Atatürk Devrimi


Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Nisan ayı ziyaretci sayısı:

246496


Tasarım:DtGaNi