Yayın Tarihi:18 05 2024 11:29(1300)

Doğru Bildiğimiz Yolda

Değerli dostlar, baştan söyleyeyim. Uzman biri olarak yazmıyorum. Okuduklarıma, duyduklarıma, çevremde yaşadıklarıma  yorumumu ekliyerek, tabiki inandıklarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Türkiye adını Türklerden mi, yoksa Türk adını Türkiye'den mi almıştır. Cevap. Türkler adını Türkiye'den değil, Türkiye adını Türklerden almıştır. Çünkü Türkiye içinde yaşayan tüm vatandaşların ortak adı Türkdür.

Dolayısı ile Türk ülkesinde Türküm demek ırkçılık değildir. "Ne Mutlu Türküm Diyene" demek her Türk'ün doğal hakkıdır.

Uzun zamandır gitmemiştim. Bana göre TÜRKÇE şehidi olan İbrahim öğretmenin defnedilmesinden bir iki gün sonra Eminönü'e gittim. Metrodan görebildiğim kadar dışarıyı izlemeye başladım. Tabelaların çoğundan bir şey anlamadım. Çünkü Türkçe değildi.

Ibrahim öğretmenimiz "burası Türkiye Türkçe konuşun" dediği için katledilmiş. Yarın bu ülke bizim derlerse ne halt edeceğiz. Ayrıca kutsal bir dil yok. Herkesin anadili kendine kutsaldır. Bazı dilleri kutsalmış gibi göstermeye çalışmayalım.

12 Mayıs günü Türkçe'nin resmi dil oluşunun 747. yıl dönümünde kutulama töreni düzenleyen Toplumsal Esenlik Derneği toplantısına katıldım. Makam sahibi ve siyasetçi bir çok kişi vardı. Konuşmacılardan biri şöyle bir cümle kullandı. Bu cümlenin kime ait olduğunu da söyledi. Ben Türk'üm diyebilen herkesin altına imza atabileceği bir bir cümle.

"Unutturulmak istenen bir Türkçe kelime sınırlarımızda şehit edilen asker gibidir."

Karamanoğlu Mehmet Bey ilk olarak 1277 yılında "Bu günden sonra divanda, dergahda, bargahda,(izin ile girilen yer) mecliste ve meydanda TÜRKÇE den başka dil konuşulmayacaktır." demiş.

Karamanoğlu Mehmet Beyin Türkçeyi resmi dil olarak ilan etmesi nedeniyle 13 Mayıs Türk Dil Bayramıdır. Her Türküm diyenin bu günü kutlaması gerekir.

Türkçeyi ilk kez resmi dil olarak ilan eden Karamanoğlu Mehmet Beyi, 1932 yılında Türk Dil Kurumu'nu kuran önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla ve minnetle anıyorum.

Bugün Suriyeliyim, İranlıyım, Iraklıyım, Afganlıyım vs diyebilen bir grup Türküm demekten çekiniyor sanki. Bu kişiler daha dünde dil devrimiyle bir gecede  cahil kaldık demiyorlar mıydı?

Dedem bundan 35 yıl önce vefat ettiğinde 90 yaşın üzerindeydi. Okur yazar değildi ama çok güzel Türkçe konuşuyordu. Bir gecede cahil kaldık diyenler, sizin dedeleriniz konuştukları anadilleri olan Türkçemizi kimden öğrendiler dersiniz.

Hâlâ aynı düşünce de olan, bir gecede cahil kaldık masalına inananlara soruyorum. O tarihde atalarımız okur yazarmıydı? Konuştukları anadillerinden başka bir dil mi mecbur tutuldu da bir gecede cahil kaldınız?

Bugün ise başka bir dil mecbur tutuluyor neredeyse. Eğitim sistemimiz her geçen gün çağdaş eğitim sisteminden uzaklaşırken dilimiz de kurban ediliyor düşüncendeyim. Tekrar ediyorum, hiç bir dil kutsal değildir. Herkesin anadili kendine kutsaldır.

İki bakanlığımızın başında milli diye yazar. Biri Milli Savunma bakanlığı, biri de Milli  Eğitim Bakanlığıdır. Ne derece doğru bilmiyorum ama bizim öğretmenlerimiz atama beklerken Suriyeli öğretmenler sözleşmeli olarak çalıştırılıyormuş. Türkçemizi daha mı iyi öğretecekler?

Milli Eğitim Bakanlığının hazırlattığı yeni müfredat kimler tarafından hazırlandı? Mesleğinin uzmanı olan öğretmenlerimizin bu çalışmanın içinde olup olmadığını merak ediyorum. Bu iktidarın hazırlamış olduğu müfredatın çağdaş bir müfredat olabileceğine inanamıyorum.

Atatürk diyor ki; "Milletleri kurtaranlar yalnız  ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenlerden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanmamıştır."

Bir ay kadar önce Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramıydı. Yarında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna atılan ilk adımı, Atatürk'ün Samsun'a çıkışını 105. yılı ve Gençlik ve Spor Bayramıdır. Kutlu Olsun.

Bu iktidar çocuklarımızın ve gençlerimizin yolunu ve yönünü başka tarafa değiştirmeye çalışsa da yüz yıl önce atamızın gösterdiği hedefe yürümeye devam edeceğiz. Milyonlarla yanlış yolda yürümektense doğru bildiğimiz yolda tek başımıza yürürüz daha iyi. Gerçi tek değiliz. Saygı ve Sevgilerimle...

Mustafa Gürleyen (18.05.2024)

Facebook'ta Paylaş

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut

Boyabat'ta AK Parti kırılan gönülleri onarabilecek mi?


Kimi Baharı Kimi Kışı Yaşar


Anılardan Bir Demet


86 yıllık bir fotoğraf


Boyabat Gazetesi 10 Kasım Mesajı


Hisar Tuğla Eleman Aranıyor İlanı


Tarihin gördüğü en garip savaş


Boyabat Gazetesi Cumhuriyet Bayramı Mesajı


Medya, Tüketim ve Mutluluk


Sayın Boyabat CHP İlçe Başkanım…..


2024 Boyabat Yerel Seçim Sonuçları (31 Mart 2024)


Şafak Akça yazdı: Yaşasın Tatil!


2024 - 1445 Ramazan İmsakiyesi


Boyabat'ın 2023 yılı nüfusu belli oldu


Mutlu Yıllar


AKP iktidarı, hangi ekonomik program hedefini tutturdu ki?


Türkiye'de, sosyal adalet gereği zamlar yapılıyor!


Vergi Bağlandı


Sallım Çorba


Bazı Haramlar -2


Yılmaz Özdil şehit dedelerimizin dünyanın nerelerinde yattığını


Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası Tanıtım Videosu


8-9 Şubat Boyabatta Kar Yağışından Görüntüler


5 bin - 30 bin TL'yi aşan faturaların GİB Portalından e-Arşiv olarak Düzenlenmesi


Müjde…. Hadi Hayırlı Olsun


Fevkaladenin Fevkinin de Fevkinde


Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Aralık ayı ziyaretci sayısı:

177986


Tasarım:DtGaNi