Bu hafta sizlere önce bir kahve keyfi sunacağım, sonrada anlatacağım hikaye içerisinde kaybolup gideceksiniz….
Hikayeler genellikle belirli bir tema veya mesaj etrafında şekillenir ve okuyucuya bir ders, öğüt verme amacı güdermiş. Hikayemize başlamadan önce söz verdiğimiz kahveyi ikram edelim.
Önceden Panayır paraları onda biri resmi, onda dokuzu da gayri resmi olarak tahsil ediliyordu. Konuyu İçişleri bakanlığına şikayet ettim. Müfettiş geldi. Yetkilileri sorgulama esnasında bir memura şöyle bir soru yöneltir. ‘’Parayı repoya mı koydun’’ Memur soru karşısında afallar, heyecanlanır adeta dili tutulur. Nihayetinde cevap verir ‘’Depoya para falan koymadım amirim’’ der.
Gelelim hikayemize…
Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken, horoz imam iken kasabanın birinde bir belediye başkanı varmış. Sözde adil bir yönetim sergiliyormuş. Çok kişi bu yönetim şeklinden memnun olmasa da, kendine yakın olanlar çok çok memnunmuş. Günlerden bir gün başkana yakınlığı ile bilinen bir vatandaş mevcut arsasına inşaat izni istemiş.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenir mi hiç. Aksi tarih boyunca görülmemiştir. Mesela komşudan bir ikram geldiğinde komşuya gelen tabağı hiç boş gönderiyor muyuz. Asla!...
Vesselam başlar altın tepside ikramlar. ilk işlem olarak o alanın kat adeti üç misline çıkartılır. Devamında plan ve projeler çizilir, ama bu projeleri kurumda imzalayacak yetkili bulamazlar. Aslında yetkili var da, nedense projeye onay vermek istemez. Daha ileri giderek yetkilerini iade eder. Kurum amiri görev iadesine sinirlenir, memurun memurluktan da istifa etmesini talep eder.
Bu esnada yetki başka bir kişiye verirler. Kısa bir müddet sonra o da yetki iadesi yapar. Bu boşlukta evrak çoğalır. Acil birine yetki vermek gerekir.
Nihayetinde aranan kan bulunur. Önüne bir sürü dosya konularak acil olarak dosyaların imzalanması istenir. Fakat yeni yetkili dosyaların içeriğinden bi haberdir. Bu nedenle itiraz eder. Dosyaları incelemek için zaman ister. Sen misin zaman isteyen başlar telefon trafiği. İşin içinde kimler yok ki. Yakarışla, yalvarmalar yarar sağlamayınca bu kez tehditler başlar. Sonuç olarak plan ve projeler onaylanmaz.
Bitmedi devamı var….
Bu kez devreye kurum amiri ve bazı yetkililer girer. İlk olarak plan ve projeye onay vermeyen yetkilinin yetkisi alınır. Hani yukarıda ‘’ Kurum amiri görev iadesine sinirlenir memurun memurluktan da istifa etmesini talep eder’’ demiştik ya aynı kişiye tekrar yetki verilir. Yorucu bir maraton sonunda söz konusu plan ve projeye onay verdirilir.
Sonuç mu!...
Plan ve proje hayata geçirilir. Hem de ilçenin bağrına saplanmış bir beton yığını olarak dedik ya bu bir hikaye ..
Son söz: Bir akrabamın orada çay içerken bir kişi kapıdan kafayı uzatarak ‘’Hayırdır beni yazıp çiziyormuşsun’’ dedi. Bende sözü üzerine evet bir şeyler yazıp çiziyorum, lakin ben senin ismini hiçbir zaman kaleme almadım. Ama yazdıklarımdan nem kapıyorsan veya kendin ile bağlantı kuruyorsan yazdıklarım doğru demektir dedim. Haksız mıyım?
SAYGILAR
HÜSEYİN CÖMERT