Boyabat Belediye Başkanı Hasan Kara nın seçim arifesinde verdiği söz üzerine Belediye binasına asmış olduğu borç listesi için atıfta bulunmuşsun.
Görüyorum ki hem suçlusunuz, hem de güçlüsünüz.
Konu hakkında yapılan bir paylaşımın altına sayın Çoşar’ın yapmış olduğu yorum (Noktası noktasına); "Evet bu gün Sayın Belediye başkanı Hasan Kara belediyenin borçlarını afişe etmiş bunda bir sakınca görmüyorum. Şeffaflığı da sonuna kadar savunuyorum. Ancak yapılan hizmetleri, belediyenin yıllık cari gelirini ve alacaklarını da ilan etseydi. Bu günler birlik beraberlik olma günleri ve zamanlarının şuuru ve idrakine olmam münasebetiyle, bayramın sonuna kadar şimdilik bir açıklama yapmak istemiyorum, siyaset demagoji yapmak değil, hizmet etme, hizmet üretme sanatıdır. Saygılarımla."
Sayın Çoşar’ın yaptığı yorumda haklılık payı var mı, yoksa laf olsun torba dolsun veyahut da iki laf edeyim de zeytin yağı gibi üste çıkayım mı demek istemiş.
Ne demiş atalarımız; ‘’Yiğidi öldür hakkını yeme’’. Bizde bu nedenle konuyu masaya yatırmak istedik.
Asıl konuya girmeden evvel belediye başkanı sayın Kara'dan da biraz söz edelim. Şu an asılı olan afiş ile ilgili olarak halk ikiye bölünmüş durumda. Kimileri nalına, kimileri mıhına vuruyor. Benim bu konudaki kararım ise sayın Kara'yı destekleyenler böyle bir talepte bulundu ise karar doğrudur. Destek vermeyenlere de turşu yemek düşer.
Benim ise asıl takıntılı olduğum nokta şu……….
Asılan borç çizelgesi beni hiç tatmin etmedi. Resmen basit bir çizelgeden ibaret. Tabir-i caiz ise ağlayan çocuğa, yalancı meme vermek gibi bir şey olmuş. Anlayacağınız tam bir fiyasko……
Şefik Çakıcı zamanında nereler satılmış, kimlere ihale verilmiş, kimler işe alınmış, aynı şekilde Hüseyin Çoşar zamanında nereler satılmış, kimlere ihale verilmiş, kimler işe alınmış, halk senden bunu bilgilerini istiyor sayın Kara….
Peki bu talebi sayın Kara yerine getirebilir mi? Asla!...
Gelelim sadede…….
Sayın Çoşar ilk iki cümlesinde ‘’Evet bu gün sayın belediye başkanı Hasan Kara, belediyenin borçlarını afişe etmiş bunda bir sakınca görmüyorum. Şeffaflığı da sonuna kadar savunuyorum’’ demiş.
Sayın Çoşar mademki şeffaflığı savunuyorsun, Şefik Çakıcı dönemi bilgilerini vatandaş ile niye paylaşmadın. Nereler satılmış, kimlere satılmış, kimlere ihale verilmiş bilmek hakkımız değil mi?
Ya sizin döneminiz, soruyorum size hangi işi şeffaflık içerisinde yaptınız söyler misiniz?
Üçüncü cümlenizde demişsiniz ki; "Ancak yapılan hizmetleri, belediyenin yıllık cari gelirini ve alacaklarını da ilan etseydi.’’……
Yahu söyler misin bana hangi hizmetten bahsediyorsun?
Doğru dürüst çöpleri dahi alamadın. Adam temizlik işçisi olarak girmiş bir müddet sonra ya müdür, ya şef olmuş. Onlarca iş yeri arsa satmışsın sonra elde edilen gelir ile borç ödemişsin, buna hizmet diyorsun öylemi?
Ayrıca cari hesaptan bahsetmişsin. Ücretini vatandaşın ödediği Ramazan ayı iftar çadırına alınan et bedelini ödeyemediniz be…. Bırak para ödemeyi et ihalesinin üstesinden gelemediniz…
Son cümlenizde; ‘’Siyaset demagoji yapmak değil hizmet etme, hizmet üretme sanatıdır’’ demişsiniz.
Yahu emeklinin maaşını sanki kendi cebinizden veriyor gibi, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp emeklinin yüzüne kakan sizler değil misiniz. Bütçeyi öne sürerek kısıtlı maaş zammı yapan sizlerin destek verdiği hükümet değil mi? Sayın Çoşar………….
Boyabat'ın bağrına sapladığın hançerden de biraz bahsedelim mi. Tam bir rezalet, tam bir utanç tablosu. Ayrıca kaldırım yapıyorum diye kestiğin ağaçların ahı ne olacak. Bu konuya şimdilik nokta koyalım.
Son söz: Belediye de bir memura; ‘’Siz tehditle mi iş yapıyorsunuz dediğimde memur ‘’Beni kimse tehdit etmedi’’ dedi. Ama belgeyi önüne koyunca……..
Uyuyorsunuz Boyabatlım uyuyorsunuz. Zaten uyanmak gibi de bir tercihiniz yok.
SAYGILAR
HÜSEYİN CÖMERT