Yazılarıma biraz ara vermek zorunda kalmıştım. Hatta gözlerim görmediği, kulakların duymadığı için destan dedikleri 15 Temmuz gösterilerine de katılamadım. Allah'ın izniyle 30 Ağustos Zafer Bayramında sizinleyim.
Yüzelliye yakın üyesi olan bir vatsap grubunun üyesiyim. Üyelerin çoğunluğu istediğini bu grupda paylaşıyor. Zaman zaman bende paylaşıyorum. Fakat bana siyaset yapma diye uyarılar geliyor. Haklı olabilirler.
Geçenlerde, Suudi Arabistan'da 4 yıl görev yapan Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü Cemil Ünlütürk'ün yazmış olduğu SUDİARABİSTAN DA İSLAM... başlıklı yazıyı paylaştım. Bu yazının bir paragrafı şöyle;
5-Suudi Arabistan'da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık tarikatlar yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de, cemaatleri de yoktur.
Bu yazının başınada şöyle bir not düştüm. Değerli ... Aşağı ki yazıyı okuyunca lütfen altına yorum yapmayın. Sizden ricam doğru veya yanlış olanı bana özel olarak yazarsanız sevinirim. Hepinize hayırlı günler. Mustafa Gürleyen
Bu yazımı okuyan dostlar, eğer yazıma olumlu veya olumsuz sizde yorum yaparsanız sizede buradan cevap vermeyeceğim bilesiniz. Cevap vermemi isteyen olursa özelden yazabilirsiniz.
Merak esiyorsunuz değil mi cevap verdiler mi diye. Verdiler verdiler. Hemde direk yazının altına yazmaya başladılar. Hatta birisi aynen şöyle yazdı.
"Sen oraya gidendenmi duydun yoksa sizin sınıftan olan islamın ne olduğunu bilmeyen din calilindenmi duydun"
Bu cevabı yazan arkadaş gibi düşünen varsa söyleyeyim. Arabistanda görev yapan birinin yazısından okuduğumu belirtip yazılanların ne kadar doğru veya yanlış olduğunu merak ettiğim için sordum. Merak ettiğim, sizlerinde merak etmasini düşündüğüm soruları burda da soracağım.
Müslümanların en büyük kaynağı Kur'an-ı kerim varken, dört mesebe inanırken neden yüze yakın tarikat var?
Destan denilen 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar ve başları olan kişiler şimdi hangi islam ülkesinde? Gayeleri islam olsaydı herhangi bir islam ülkesine giderlerdi, Amerika'ya değil diye düşünüyorum. Yanlış mı?
Sosyal medyada iyi parti milletvekili Turhan Çömez'in bir videosunu izledim. Londura Kebriç de bir cami yapıldığını anlatıyor. Ne var bunda diyeceksiniz. Önemli olan da bundan sonra anlattıkları.
Caminin hiç bir yerinde Türkçe isim yok. Türk bayrağı yok. Parasının tamamı Türkiye'den gitmiş. Bina ingiliz vakfına ait. Yönetimi ilgilizlerin elinde, yanlız bir Türk var diyor Turhan Çömez.
Şu soruyu kendime sormadan duramadım. İngilizler müslüman olmuşta benim mi haberim yok. Sordukça insanın aklına yeni sorular geliyor. Bu ayın sonunda kutlayacağımız 30 Ağustos Zafer Bayramını kime karşı kazandığımız bir zafer nedeniyle kutluyoruz? Unuttuk mu bunları.
30 Ağustos Zafer Bayramı bu yıl Cuma güne rastlıyor. Bakalım bu konuya değinen hocalarımız olacak mı? Sizden bizden diye ayrım yaptığınız hocaların hangisi değinecek bakalım.
Kırk yıldır aynı mahallede ikamet ediyorum. Genelde de evime yakın olduğu için, sohbet ettiğim arkadaşlarım olduğu için aynı camiiye gidiyorum. Geçen hafta şöyle bir olay yaşadım.
Caminin önündeki bir masaya oturdum. Masanın üzerinde duran kitabı okumaya başladım. Daha sonra yanıma bir genç gelip oturdu. Kitap sizin mi diye sordum onun değilmiş.
Bu kitabı cami hocasına söyleyip evede okumayı düşündüm. Düşündüğümü de yaptım. Hoca elimdeki kitaba baktı. "Çöpe atılacak kitap istiyorsan al götür" dedi.Kitabın üzerinde KUR-AN'I KERİM MEALİ Türkçe çeviri Prof. Dr. ...... yazıyor. Kitabın prof yazarı hoşuna gitmedi anlaşılan.
Bu hoca bir kaç hafta önce de bir siyasetçinin konuşmasını camidekilere dinlemişti.
Biraz daha, 5-6 yıl kadar daha geri gidip bir vaazında da islami kurallara uyulması konusunda Türkiye küme düşmüş. Yapılan bir araştırmaya göre 208 ülke arasında 103. sıradayız demişti.
Soru sorma hakkımı kullanmaya devam edeceğim. Bu hoca sizden mi, bizden mi? 208 ülke arasında son sıralarda olmamız siz hocaların sorunu mu, bizim hocaların sorunu mu? Daha da önemlisi sizin hoca bizim hoca diye bizi karpuz gibi ikiye bölen kim?
Yazıma başlarken 30 Ağustos Zafer Bayramın da sizinleyim demiştim. Sahi 30 Ağustos Zafer Bayramını kazanamasaydık, sizin hocalar olsun, bizim hocalar olsun nasıl hareket edeceklerdi?
Bu hocaların, bu hocaların başındakilerin, 30 Ağustos Zafer Bayramını bize kazandıran Atatürk ve arkadaşlarını anmaları gerekmez mi?
Sorularım daha çok ama fazla uzatmayalım. 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili kısa bir bilgi vereyim. Atatürk (30 Ağustos 1924) Dumlupınar konuşmasında şöyle diyor.
"Efendiler; Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı, Türk tarihinin en
önemli bir dönüm noktasıdır. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak
zaferlerle doludur. Ama Türk milletinin burda elde ettiği zafer kadar
kesin sonuçlu ve bütün tarihe, yalnız bizim tarihimize değil, dünya
tarihine yeni cereyan vermekte etkisi kesin bir meydan savaşı
hatırlamıyorum."
(Atatürk ve 30 Ağustos Zaferinin ilk Kullanışı Prof.B.Tuncel S.64)
Yazıma noktayı koymadan şunu tekrar belirteyim. Türkiye sınırları içinde hiç bir şey sizin, ya da bizim olmamalı, hepimizin olmalı.
Değerli dostlar, gördüğüm kadarı ile söylüyorum. Dinimize de, tarihimize de, eğitim sistemimize de sahip çıkmalıyız. Hepsinde geri gidiyoruz kanısındayım. Çok sayıda üniversitemiz olabailir. Dünya sıralamasında üniversitelerimiz gerilerde.
Bir hafta kadar sonra kutlayacağımız 102. 30 Ağustos Zafer Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Tüm milli ve dini bayramlarımızı hep birlikte kutlamak dileği ile...
Mustafa Gürleyen (20.08.2024)