Yayın Tarihi:15 01 2024 23:49(770)

Suya da Sabuna da

Merhaba Dostlar, isterdim ki yazılarımda suya sabuna dokunmayım. Okuyan herkesi memnun olacağı bir yazı yazayım. Mümkün değil.

Hepinizin bildiği gibi bir yerel seçim dönemine girdik. Bu dönemde bir çok kişi iline, ilçesine, yöresine faydalı olacak kişiye değilde siyasi görüşüne göre oy kullanacak. Daha doğrusu bir çok kişi kendine yakın bulduğu liderlerin sözüne inanacak. Hemde hiç araştırma yapmadan.

Daha önce ki seçimlerde olduğu gibi dini siyasete alet edecekler. Terörist diyecekler. Bizlerde bu kişiler eğer terörist ise güvenlik güçlerimiz, yasalarımız niye gereğini yapmıyor diye soru sormadan alkışlayacağız/alkışlayacaksınız.

Başta da söylediğim gibi suya da dokunacağım sabuna da.

Ben öğretmen okulu girişli, öğretmen lisesi çıkışlı biri olarak öğretmenlere saygım sevgim farklı. Öğretmenler ile de sohbet etmeyi seviyorum. Çünkü, gerçek öğretmenlerin bir günlük emeği bir ömrü karşılar. O bir kere öğretir, biz onların öğrettikleriyle bir ömür yaşarız.

Yıllar önce, böyle bir seçim döneminde bir öğretmen ile sohbet ediyorduk. Bir öğrencisinin hukuk fakültesini kazandığını, arkadaşlarına bu çocukta burayı kazanacak kapasite yoktu dediğinde demek ki varmış, çalışmış demekki demişler.

Bu çocuk okumuş ve ismini yazmak istemediğim teröristlerin avukatı olmuş. Demek ki kazanmamış kazandırılmış.

Basından okumuş ya da duymuşsunuzdur. Geçenlerde din adamı görünümlü ajanlar yakalandı. Bunlarda kazanan değil, kazandırılan kişiler olduğu kanısındayım.

İsrail devleti kurulduktan sekiz yıl sonra ülkelerinde ilahiyat fakültesi kurmuşlar. Müslüman olmayan bir ülke niye ilahiyat fakültesi kurar? İleride çocuklarımız islamiyeti seçsinler diye değil herhalde. O zaman burada yetişen din adamları kimlere hizmet ediyorlardır?

Daha yeni bir yıla başladık. Yeni yıla girerken kutlama olmaz diyenler vardı. Ne alakası var diyenler vardı. Bir de bu tarih Mekke'nin fethi diyenler vardı. Diyanetin takviminde Mekke'nin fethi 11 Ocak diye yazıyor. Doğrusu da bu.

Doğru birdir. İki tane olamaz. Ya yılbaşını Mekke'nin fethi diyenler, ya da 11 Ocak diyen diyanet yalan konuşuyor dediğimde, beni suçlamaya kalkışanlar oldu.

Fakat diyanet yetkilileri çıkıp doğrusu 11 Ocak demiyor, demediler. Dediler ise de ben duymadım. Birilerinin daha dün Nisan ayını kutlu doğum haftası olarak kutlamalarını ne zaman unuttuk?

Ülkemizde çok sayıda tarikat var. Bu tarikat şeyhlerinin kaçı tahsilli olabilir? Tahsilli bile olsalar ben hepsine karşıyım. Birbirlerinin fikirlerini bile onaylamayan tarikatlara gerek yok.

Çünkü dini konularda bizi bilgilendirecek, bize bu konuda yol gösterecek Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Hemde yüz yıllık bir kuruluşumuz. Yalnız uyanık olmalıyız, uyanmalıyız bu kuruluşumuz birilerinin eline geçmesin.

Bir tarikat şeyhinin yayınladığı kitap da kız çocuklarını okutmayın, kadınlar evden çıkmamalı diyormuş. Kesinlikle katılmıyorum. Bırakın sokağı çıkmamayı önümüzdeki yerel seçimde belediye başkanı olmalılar.

Bir sağlık kuruluşundan emekliyim. Bu kuruma işi düşüp de beni arayan hiç kimse dinini mesebini, bay veya bayan olup olmadığını söylemeden iyi bir doktor gerekli derlerdi.

Bizi yönetmeye talip olup kazanan bay olsun, bayan olsun. Hatta hangi mesepten olursa olsun, beni ilgilendirmez. Karşısındaki halkı, onlara oy vermeyenleri terörist göstermesi, bu halkı din ile aldatması bir seçmen, bir vatandaş olarak beni o ilgilendiriyor. Kandırılmak istemiyorum. Aldatılmak istemiyorum.

Ülkemizde çok sayıda tarikat var dedimya. Bunu basından okuduğum kadarı ile söylüyorum. Bu şartlarda şu soruyu sormadan geçemiyorum. Bu tarikatların maddi giderlerini nereden, nasıl karşılıyorlar? Masraflar birileri tarafından karşılanıyorsa (!) daha dün yakalanan ajanlardan olmasınlar.

Bir kez daha söylüyorum. Tüm tarikatlara karşıyım. Yanlış bildiğim yolda bir ordu ile yürümektense doğru bildiğim yolda tek başıma yürürüm daha iyi. Dini bilgilerimi güvenilir tefsir kitaplarından alırım daha daha iyi. İlkokul mezunu bile olmayan din tüccarlarından değil.

Bir de fıkra anlatalım mı?

KAYBOLAN KOYUNLAR

Bir köy de köyün çobanları bir birine düşmüşler. Değişik zamanlarda değişik sürülerden koyunlar kayboluyormuş. Aramışlar, taramışlar bir iz bulamamışlar. Köyün çobanları bir birini suçlamaya başlamışlar.

İçlerinden biri kendi halinde, köyde iyi olarak bilinen, boyuna yakın tesbihini elinden düşürmeyen bir köylülerine danışmak ister.

Yanına bir arkadaşını alarak akıl danışmaya giderler. Tam bu adamın yanına yaklaşınca, tesbih çekerken bu adam ne diyor diye dinlemeye karar verirler.

Adam, gece koyun kavurması gündüz tesbih çevirmesi diyormuş.

Bu yazıma ifade özgürlüğümü kullanıp burada noktayı koyduğumu arz ederim.

Mustafa Gürleyen (16.01.2024)

Facebook'ta Paylaş

1. Yorum: boyabatlıklar 17 01 2024 12:47

yazara bravo be dostlar.suya da sabuna da dokunmuş doğrusu dostlar.

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı! Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.
Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail:	(isteğe bağlı)
Beni Hatırla Beni Unut