Boyabat Türk Telekom Fen Lisesi öğrencileri tarafından ilki Mayıs 2014 tarihinde çıkartılan Genç Tarih Dergisi'nin ikincisi beş sene sonra Mayıs 2019 tarihinde çıkartıldı.
Oldukça uzun bir aradan sonra çıkan bu dergiyi sevgili kardeşim Orhan Okur bana ulaştırmak için telefon ettiğinde derginin yenisinin çıkmış olması nedeniyle hem sevindim, hem de gururlandım. Bir tarihçi olarak Boyabat'ta böyle güzel çalışmaların yapılması hoşuma gitti.
Orhan Okur kardeşim benim hem tarihçi olmam, hem de tarihe olan merakımı bildiği için dergiyi okuduktan sonra dergi ile ilgili görüşlerimi yazmamı istedi. Kendisine teşekkür ederek görüşlerimi yazmaya çalışacağımı bildirdim.
Dergi ile ile ilgili görüşlerimi paylaşmaya başlarken, bu derginin hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyor ve ilk dergiyi elime aldığımda Orhan Okur kardeşime söylediğim sözü tekrarlıyorum. "Yenisini çıkartmak için hemen çalışmaya başlayın!"
Gelelim dergi ile ilgili görüşlerime.
Öncelikle derginin kapağında yine Boyabat'a ait oldukça eski bir fotoğraf seçilerek kullanılmış ve oldukça güzel olmuş. Ayrıca arka kapakta Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği, Türk Tarih Kurumu'nun kapısında da yazan ve Türk tarihçilerinin düsturu olan "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." vecizesi çok yakışmış.
Derginin içeriğine gelince genelde okunmaz ama protokol yazıları mecburen yazılır. Bunlar olması gerektiği için normal karşılıyorum.
Makalelere gelince ise gerçekten bir tarih dergisinde olması gerekenler en mükemmel şekilde işlenmiş. Hem Boyabatla ilgili hem yöremizle ilgili, hem Türk Milletini ilgilendiren ve en önemlisi popüler dediğimiz konuları da kapsayan bir içerik oldukça doyurucu olmuş.
Öğrenci kardeşlerimin bir çoğu profosyenel tarihçilere taş çıkartacak çalışmalar yapmışlar.
Hepsini çok beğendiğim makalelerden "XX. Yüzyılda Osmanlı Bahriyesi'nin Yapı Taşı: Bucknam Paşa" isimli makalenin profosyonel elden çıktığı zaten belli oluyor.
Diğerlerinin içinde ise "Türklerde Panayır Geleneği ve Boyabat Panayırı" isimli makaleyi oldukça beğendim.
Buradan şu daha iyi, şu daha kötü ayrımı yapmak istemiyorum. Ancak bazı kardeşlerimin biraz daha çalışması gerekiyor.
Önümüzdeki sayıda Gerze yangını ile ilgili yangının sönmesinde çok büyük yardımı olan "Boyabat İtfaiyesi" konulu yeni bir yazı ve yangında hamama sığınıp hayatını kaybedenlerin yakını olup, olayı canlı yaşayan insanlardan Boyabat'ta yaşayanlarla bir söyleşi yapılabilir.
Ayrıca Boyabat Panayırı ile ilgili bir kaç önemli ek yapılabilir.
Lafı uzatmayım hepinizin ellerine sağlık, hepinize çok teşekkür ederim. Lütfen yeni sayı için bu kadar uzun süre ara vermeyin.
Hakkı Küçükbaş