Geçenlerde bir arkadaşımdan telefonuma YÜZYILIN İTİRAFLARI başlıklı bir yazı geldi. Bu yazı “Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır” Rothschild diye başlıyor ve devam ediyor.
Tam da bu konu ile ilgili düşüncelerimi ve bu yazıda ki bazı bölümleri siz okuyucularım ile paylaşmaya hazırlanıyordum ki generallerin bana göre basın açıklaması bir yazı ortalığı karıştırmış. Generallerin ne dediğini ne yazdığını okumadığım için bilmediğim o anda bazı arkadaşların sosyal medyada yazdıklarını okudum.
“Tutan mı var sizi. Hele bir inin sokaklara… Biz zaten sokaklardayız. #HodriMeydan” diye yazmış bir arkadaş.
İkinci arkadaş, “Birileri gece yarısı bildir yayınlayan, parmak sallayan fosillere vatan sevdası nasıl olur anlatsın. #HodriMeydan #HattiniziBilin
Üçüncü arkadaş da “Emekli 103 generalden 15 Temmuz #darbe yıl dönümüne 103 gün kala millet iradesini hiçe sayan bir bildiri. Millet iradesine ayar vermeye kalkışanlara bu millet öyle bir ayar verir ki, kaçacak delik ararsınız onu da bulamazsınız. #hattiniziBilin”
Diplomasızların, diplomalılar hakkındaki bu yorumları okudum ve konuma geri döndüm. Bildiri mi, darbe girişimi mi, yasal mı, değil mi bu konular yalnız benim işim değil. Bu ülkede yaşayan herkesin sorunu. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.
Başta da belirttiğim gibi Atatürk’e yapılan saldırıları, hakaret edenleri kınayacaktım ama bunu yapan diplomasızlar kınamak ne demek ondan da anlamazlar. Onun için bana gelen o yazıdan önemli bulduğum bölümleri sizlerle paylaşmaya devan edeceğim.
Sizlere kısa bölümlerini aktarmaya çalışacağım bu makale, Azebaycan’da yayınlanan KREDO gazetesinde 17. Mayıs. 2014 tarihinde Gazanfer Kazımov’un yazdığı “Rockefeller’in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türk’ün Bedbahtlığı” isimli makaleden yararlanılarak yazılmıştır.
Bu uzunca makalede bir kitaptan bahsediliyor. Yüzyılın itirafları adını taşıyan bu kitap 1914 yılında yayınlanmış ve kısa sürede piyasadan çekilmiş.
Bu kitapta yüz yıl içerisinde, bazı devletler ve ülkeler içinde ve dışında, o ülkeleri kendi şemsiyeleri altına alabilmek için çevirdikleri dolaplar, entrikalar, soygunlar, sömürgeleştirme itiraf ediliyormuş.
Yirminci yüz yılda ABD ve batı ülkeleri tarafından kim başına ne geleceği anlatı, ya da ne gelmesi gerekir o anlatılıyor. Ben öyle anladım.
“Türkiye, coğrafi ve stratejik bakımından çok önemli bir ülkedir. Bu yüzden üzerinde daha fazla durmak istiyorum. Bu ülke bizim için çok önemlidir ve Türklere bırakılacak kadar önemsiz değildir…."
Hemen devamında, “İslâmiyet’i yıkmak istiyorsak işe Türkiye’den başlamak gerekir. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler, karşılarında hiç kimse duramaz.”
Aklıma şu soru geliyor. Bir kitap, dört mezhepten oluşan İslamiyet de bu kadar çok tarikat niye var? Bizim bir araya gelmemizi engel için mi?
Bu yazıdan başka bir başlık. Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye, saygı, sanat, edebiyat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve soygun hüküm sürmektedir. Dünya çapında Türkiye’de yetişmiş, bir tane bilim adamları, sanat adamları, edebiyat adamları ve siyaset adamları yoktur!
Nobel ödüllü Sancar. Aşıyı bulan Türk ama yurt dışında yetişmişler. Niye Türkiye de yetişmiş bir bilim insanımız yok? O yazıda niye dünyaca tanınmış bir bilim, ilim, siyaset adamımızın olmadığın da şöyle anlatıyorlar.
“Aslında Türkler, tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler. Ama Türkler için duyduğuna inanmak yeterlidir; okumak onlara çok zor gelmektedir.”
Bu yazı da 1970 li yıllardan sonra Türkiye de yaşanan sağ sol çatışmalarını nasıl meydana geldiğini ve oynadıkları oyunlar ile ABD ve Avrupa mallarının nasıl Türkiye ye girdiği anlatılıyor. Devamında şöyle yazıyor.
“Bizim büyük şirketlerimiz bu büyük pazara aç kurtlar gibi girdiler. Ülke ABD ve Avrupa malları ile doldu. Bu durumdan hem bizim şirketlerimiz faydalandı hem de ülke boğazına kadar borç batağına girdi. Türkiye, kapitalizmi o kadar güzel uyguladı ki, yeni birçok vurgun ve soygun metotları bulundu.”
Kimlere verdiklerini tek tek yazarak, … milyarlarca dolar rüşvet dağıttık. Diye yazıyor. Türkiye’nin yaşadığı terör olayları anlatılıyor. Anadolu topraklarının kimin olması gerektiği yazıyor. Atatürk ile ilgili şöyle yazıyor.
“Anadolu’nun bazı bölümlerini işgal ettik. Planlarımızı tam sonlandıracağımız zaman Mustafa Kemal adında, padişahı ve şeyhülislam’ı dinlemeyen asi bir general ortaya çıktı. Bütün planlarımız alt üst oldu. Hepsi geriye kaldı”.
Yazının başında da belirttiğim gibi, “Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır” diye yazıyor.
Biz de düşmanlarımızdan korunabilmek için yüz yıllık tarihimizi ve yapılan siyasetleri iyi bilmeliyiz. Bilmek için okumalıyız.
Geçenlerde Atatürk ile ilgili bir şeyler yazdım. Siyaset yapma dediler. Atatürk’ü ve çizdiği yolu anlatmak siyaset yapmak ise ben siyaset yapmaya devam edeceğim. Yüzyılın Siyaseti Olsun.
Mustafa Gürleyen (10.04.2021)