AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 Mayıs seçim vaatlerine tam inanacağım, 21 yıllık iktidarındaki yolsuzluk, rüşvet iddiaları, yurtdışına kaçırılmasına göz yumduğu 418 milyar dolar, Merkez Bankası’nın kaybolan 128 milyar doları aklıma geliyor.
Tam inanmak istediğim sırada, ABD askerlerinin askerimizin başına geçirilen çuval, 17-25 Aralık yolsuzluk iddiaları, ayakkabı kutuları, para kasaları geliyor aklıma.
Tam inanacağım, Kuran-ı Kerim’in en büyük ayeti Bakara Süresi’ne, Cuma günleri, bakara, makara diye sallıyorum diyen eski Bakanı Egemen Bağış geliyor.
HDP ile birlikte çözüm sürecinde teröristlerle masaya oturan, terör örgütü PKK’yı Habur sınır kapısında davul zurna ile karşılayan, çadır mahkemeleri geliyor aklıma.
Uydurma bir dilekçeyle 2018 seçimlerinde, mühürsüz, oy pusulaları geliyor.
AKP iktidarın, 2004 yılından itibaren Ege’deki 18 Türk adasının Yunanistan’ın göz yumması geliyor aklıma.
Cemaat yurtlarında tecavüze uğrayan çocuklar geliyor.
21 yıllık iktidarında 200’den fazla Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımları olan fabrikaları, kupon arazileri yok pahasına miras yediler gibi satması geliyor.
Kendi topraklarımız da üretilmesi gereken tarım ve gıda ürünlerini yurt dışından ithal etmeleri geliyor.
Hazine garantili, yollar, köprüler, tüneller şehir hastaneleri geliyor aklıma.
Tam inanacağım sırada, kullandığımız dünya’nın en pahalı elektriği, benzini, doğal gazı geliyor.
Yeni bir sayfa açmıştır, geçmişte yaptıklarından pişman olmuştur diye düşündüğüm anda bir den bire aklıma, hain FETÖ’ye Pensilvanya’ya ziyarete gidenleri 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı göstermesi geliyor.
Vatandaşı, açlık, sefalet, açlık sınırı altında yaşarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 uçağı, sarayları, lüks makam araçları geliyor aklıma.
Kadınlarımıza “Çürük” vatandaşlarımıza adi, cibiliyetsiz gibi ağıza alınmayacak hakaretleri geliyor.
Bitmedi, Türkiye’nin TSK’nın en mahrem en gizli dosyaları, planlarının bulunduğu Kozmik Oda’ya girilmesi.
İcralık 33 bin vatandaşımız, yoksulluk, kul hakkı, rüşvet, işsizlik, enflasyon, deprem, yolsuzluklar aklıma geliyor.
Erdoğan’da Allah korkusu var, siyaseten vatandaşına yalan söylemez, seçim vaatlerinde verdiği sözün arkasında durur diyorum, 2002 yılında iktidarı devir aldığında Türkiye’nin iç ve dış borcu 200 milyar dolarken, 21 yılda yaklaşık bir trilyon dolara çıkarmasını, kişi başı milli geliri, 25 bin dolara çıkaracağım derken, bugün kişi başı milli gelir yaklaşık 8 bin dolar olduğunu görünce inanmaktan vaz geçiyorum.
Seçim bildirilerinde ne vaatte bulunduysa, tersini yaptığını görünce Sayın Erdoğan’a inanmaktan vaz geçiyorum.
Türkiye’nin yangın uçağı yok ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emrinde 16 uçağın olması karşısında nasıl inanayım diye düşünüyorum?
AKP Genel Başkanı Erdoğan, 4 Mayıs Seçimleri vaatlerinde 21 yıllık iktidarında yapmadıklarını, yapacaklarını söylüyor. Sayın Erdoğan, her nedense geçmiş seçim dönemlerinde vatandaşa verdiği sözler vaatler aklıma geliyor.
Sayın Erdoğan’ın, yerli ve millilik anlayışı, yerli üretim yerine iğneden ipliğe, gıda ürünlerini yurt dışından ithal etmesi geliyor.
10 milyon işsiz insanımız aklıma geliyor.
Türkiye’yi, Suriyeli, Irak, Afganistan, dünyanın her ülkesinin insanlarına kapılarını açması geliyor.
Yetişmiş, binlerce doktoru, hemşerisi, mühendisi, gençlerin Avrupa ülkelerine göç ederek istikballerini araması geliyor.
Terör örgütü PKK ile Oslo’da, Dolmabahçe’de görüşmeleri geliyor.
Say, saya bildiğiniz kadar…
İnanlar inansın, AKP’ye oyunu versin. Kullandığım oy’un kutsallığına. Vebal ve başarısına da başarısızlığına da kefil olduğuma inancı ile ben AKP’ye, Sayın Erdoğan’ın palavralarına ben inanmıyorum.
Sayın Recep Erdoğan yeter artık şaşırt bu milleti!