Türk kadınları, Cumhuriyetle birlikte birçok hakka Avrupa ülkelerinden önce kavuştu. AKP döneminde ise 80 yıllık kazanımları yavaş, yavaş gasp edilirken farkına bile varamadılar.
AKP iktidarı 21 yıl sonra, AKP listelerinden HÜDA-PAR milletvekillerinin TBMM’ye girmesi ile gerçek yüzleri ortaya çıktı.
Eve kapatılmak, insan gibi değer verilmesini isteyen Türkiye’nin aydın kadınları, “İktidar bize cehennemi dayattı” diyerek dayanışma çağrısı yaptı: “Bu hepimiz için özgürlük seçimidir. Haklarımız, demokrasi ve laiklik için tarihi dönemecindeyiz. Gericiliğin karşısında dik durmalı, geleceğimize sahip çıkmalıyız.” diye haykırsalar da milyonlarca kadın duymazdan geldi.
Milyonlarca kadın, “celladına aşık olur” gibi AKP iktidarını desteklemeye devam ediyor.
İmam ne söylerse, söylesin cemaat bildiğini yapar misali.
Osmanlı döneminde okur yazar oranı yüzde 3 olan Türk kadınları, günümüzden daha aydın ve vatansever olduğunu bir kez daha anlamış olduk.
Eyy, Türk kadını 28 Mayıs, Türkiye’yi İran’a, Afganistan’a çevirmelerine izin verip vermeme seçimi olduğunu unutma.
Halk arasında, “Kendi düşen ağlamaz ama gözü bile çıkar” Türkiye’deki iktidarı savunan kadınlarımızın durumu da böyledir.
Kendisini bilen, çağdaş Müslüman, Kuran-ı Kerim’in Türkçe mealini okuyan hangi Türk kadını, AKP listesinden TBMM’ye giren Hüda-Par’ın “Kadınlar sahiplenecek” sözlerini kabul eder. Kadınlar eşya mı, sokak köpeği, kedi mi ki sahiplenilsin!
“Kadın erkek eşitliği, demokrasinin temel kriteri. Geçen yıl kadınların siyasette eşit temsili için CHP tarafından bir kanun teklifi verilmiş, AKP ve MHP milletvekilleri oylarıyla reddedilmişti.
2016 yılında dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cinsel istismar suçundan mağdurla failin evlenmesi durumunda cezayı ortadan kaldıran ‘utanç’ önergesini “küçüğün rızası” diyerek savunmuştu.
Kuran-ı Kerim ayetinde, “Biz Kuran-ı insanlara gönderdik” Allah-ü Teala kadın erkek, ayırımı yapmıyor, Arap’ların Emevi geleneği kadınlarımıza İslam dini diye aldatılması Allah-ü Teala’ya karşı gelmek değil midir?
Birkaç kez köşe yazılarımda, Eyy kadınlar, Kuran-ı Kerim’de erkeklere ait bir ayet yokken. Nisa süresi kadınlaradır. Tabi, kadınlarımız Kuran-ı Kerim’in Türkçe mealini okumadıkları için nereden bilsinler ki?
AKP iktidarının klasik söylemleri, seçim dönemlerinde “Cennet anaların ayağının altında” iktidara gelince, ne ana, ne de kadın?
Unutmayın ki, kadın önce, insan, ana, bacı, kardeştir.
Türk kadını, “Sürtük” gibi aşağılanmaya layık mıdır? Bu aşağılanmaları kabul eden kadınlar sandığa giderek Cumhur İttifakı adayını oy’unu verir.
Türk kadını unutma, vereceğin bir oy senin, çocuklarının, karanlık geleceğinin kaderini belirleyecektir.
Bu son demokratik oy kullanma hakkınız olabilir. Bundan sonraki seçimler, sembolik kapalı oy, kapalı tasniftir.
Bir tarafta kadın haklarına önem veren cumhurbaşkanı adayı, diğer tarafta sinsice kadınları aşağılayan, kazanılmış haklarını elinden alma niyetinde olan cumhurbaşkanı adayı.
Karar sizin.