Yayın Tarihi:06 04 2014 20:49(3316)

Prof.Dr. Haydar ARAS, Gazetenizde Çıkan Mersindeki Konferansım Hakkında Basın Açıklaması

15 Mart 2014 tarihinde, Mersinde kurulması düşünülen Nükleer Güç Santralinin Yanlış bir tercih olması hakkında verdiğim konferanstaki, konuşmamın çarpıtılarak kamuoyu ile gazetenizde paylaşılması hakkında size bu emaili göndermek benim açımdan bir zaruret olmuştur.

Prof.Dr.Haydar ARAS’ın TMMOB Mersin Makine Mühendisleri Odası ve MersinAkademik Odalar Birliğinin 15 Mart 2014 tarihindeki konferans konuşma özeti


Mersinde NGS için izin verilirken Turizm Etki Değerlendirme (TED) YOK varsayılmıştır

- Akkuyu NGS Projesi’nin gerçekleştirilmesi için, Türkiye ile Rusya arasındaki Hükümetler arası İşbirliği Anlaşması, 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanmıştır.

- Anlaşma hükümlerine göre, Türk tarafı reaktörler için gerekli alanı sağlayacak. Rusya tarafı, başlangıçta Proje’nin % 100’üne sahip olacak, bilahare TETAŞ santralin belirli bir üretim miktarını satın alacaktır enfazla %49. Yani santralin %51 Rusların olacaktır.

- Mersinde nükleer santralin kurulmasıyla Rusya’ya bağımlılık giderek artacak. Çünkü VVER–1200 reaktörlere dünyada sadece; Rus TVEL Şirketi yakıt sağlayabilmektedir. Bu da, yakıt kaynağında çeşitlilik prensibi ile uyuşmamaktamıdır. Enerji güvenliğimiz açısından ÇOK ÖNEM ARZEDEN bir konuda budur.

- Akkuyu’da kurulacak olan nükleer santral anlaşmasında, teknoloji transferinin olmaması, yakıtı bile Rus şirketinden almak zorunda kalmamız, nükleer atıklar ile ilgili bir eylem planının olmaması ve bahsedilen konularda yaşanacak belirsizliklerin nasıl giderileceği muallaktır.

- Bir nükleer santralin güvenli çalışması için, yer seçimi sürecinde göz önünde bulundurulması gereken, ana başlıklar ve alt başlıklarla toplam 49 kriterin aynı anda değerlendirilmiş olması gerekir.

- Mersinde NGS için izin verilirken Turizm Etki Değerlendirme (TED) YOK varsayılmıştır. TURİZMİ VE NARANCİYE ÜRETİMİNİ YOK VARSAYMAK ALTIN YUMURTLAYAN TAVUGU KESMEK DEĞİLMİ? TEKNİK DONANIMDAN YOKSUN, BELKİ İYİ NİYETLİ, AMA HAMASİ, GİDEREK HAYALPEREST, YARARSIZ, HATTA “ZARARLI” NÜKLEER YÖNELİŞLERİ DOĞRU BULMUYORUM

- NGS’nin işletmesi için büyük debilerde soğutma suyuna ihtiyaç duyulacağı bilimsel bir gerçektir. Soğutmada kullanılan suyun buharlaşması ise küresel ısınma sürecinde önemli rol oynayacaktır.

- Küresel ısınmaya en az karbondioksit emisyonu kadar su buharının da etkili olacağı bilimsel bir gerçektir.

- Akkuyu’da yapılacak NGS’nin soğutma sisteminde, görünen o ki, bölgedeki deniz suyu kullanılacaktır. Deniz suyu ile ilgili analizlerin yapılıp yapılmadığı hakkında net bir veriye veya bilimsel açıklamaya şuana kadar ulaşılamamıştır.

- Akkuyu’da hüküm süren iklim koşulları ile deniz ve hava sıcaklıklarının yüksek olması tek yönlü soğutma sistemini çalıştırmayı zorlaştıracaktır. Belki bu durumda kış aylarında tek yönlü soğutma yaz aylarında ise kuru hava ya da buharlı soğutma kulelerinin kullanılmasıyla soğutma yapılabilecektir.

- Bu da sisteme ek bir maliyeti beraberinde getirecektir. Bu durumun da göz önüne alınarak hesapların tekrar yapılması kamu adına gerekmektedir.

- Akkuyu Bölgesi’nin coğrafyası gereği yani deniz ve hava sıcaklığının yüksek olması nedeni ile teknolojik olarak tek yönlü soğutma sistemi ile Akkuyu nükleer santralının verimli çalışması zor gözükmektedir.

- Kış aylarında tek yön ve yaz aylarında (kuru-hava-soğutma veya buharlaşma- soğutma kuleleri) yani hibrid soğutma tekniği kullanıldığında; bu santralın hem gücünde en az yüzde 10 düşme olacaktır, hem de tek yönlü soğutma sisteminin kullanılması sırasında bölge denizinden 10 milyar litre su çekilebilecektir.

- Buda Kaliforniya kıyılarında olduğu gibi deniz hayatında çevresel felaketlere sebep olacaktır. Akkuyu’da, kapalı soğutma kuleleri siteminin çalışması sırasında ise bölge atmosferinde ve tarım alanlarında asit yağmuru ve ağır metal serpintileri, her sene soğutma kulelerindeki buharlaşmadan geri kalan yüz binlerce ton atık tuz ve minerallerin çevrede sebep olacağı zararlar kaçınılmaz olacaktır.

Yasal mevzuatta boşluk var. Devlet nükleer santralin işletilmesi sonucu ortaya çıkacak radyoaktif maddeleri nasıl bertaraf edeceğine (edip etmeyeceğine de) hâlâ karar vermiş değil. ÇED başvuru dosyası da bu konuda kapalı kutu. Atıkların Rusya’ya mı gönderileceği, santralin içinde veya civarında mı muhafaza edileceğine açıklık getirilmiyor. Raporda nükleer santrallerin insanlar üzerindeki radyolojik etkileri meselesi geçiştiriliyor. İşletmesi durdurulmuş veya faaliyete devam eden santrallerin yer aldığı bölgelerdeki kanser vakalarına ilişkin hiçbir somut veri yok.

Facebook'ta Paylaş
2. Yorum: soner 08 04 2014 03:47
yüregine sağlık prof.aras
demekki bu ülkede doğruları hemde dosdoğru söyleyebilecek kadar cesur adamlar da varmış dedim yazınızı okuyunca.

1. Yorum: murat 08 04 2014 03:46
sevgili hocam, ağzına sağlık senin gibi 3 hoca daha olsa bu ülke gerçekten aydınlanır. ellerinden öperim


Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut
Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Mayıs ayı ziyaretci sayısı:

23895


Tasarım:DtGaNi