DİSK/TÜRK-İŞ/KESK Basın Açıklaması

Bugün saat 17.30'da gerçekleştirilen basın açıklamasının metni aşağıdadır. DİSK-KESK-TÜRK-İŞ adına Sinop KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Metin Gürbüz tarafından okunan basın açıklaması.
Kaza değil katliam yüreğimiz Soma'da!

Yaşanan iş katliamına karşı 15 Mayıs Perşembe günü (YARIN) GREVDEYİZ: Grev 09.00'da iş yerlerinden başlayacak.10.00'da Gelincik Pazar Yerinde toplanarak gerçekleştirilecek yürüyüşün ardından SGK İl Müdürlüğüne siyah çelenk bırakılacaktır.
Bilginize
Şube Yürütme Kurulu

BASINA VE KAMUOYUNA

MANİSA SOMA’ da yaşananlar bir doğal afet değildir! Kaza(?) dedikleri göz göre göre gelen bir katliamdır! Soma’da Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetlerinden biri yaşanıyor.

Manisa'nın Soma ilçesindeki özel bir şirkete ait kömür ocağında tam teşekküllü bir iş cinayeti işlendi.

Soma Eynez bölgesi, metan gazlı bir bölgedir. Çok dikkat edilmesi gereken bir yapıyı içinde barındırmaktadır. Burada en küçük denetimsizlik ve hata ölümle sonuçlanmaktadır.

Meydana gelen maden faciasında hayatını kaybedenlere rahmet ve  yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.

Ölümün hiç biri ne güzeldir ne de tatlıdır. İşçiler madene intihar için girmediler. Evlerine ekmek götürebilmek için bu ve benzeri işyerlerinde çalışmak zorunda kalmaktadır.

Kazanın gerçekleştiği madeni işleten Soma Holding’e ait Soma Kömür İşletmeleri, 2009 yılı Eylül ayında Soma Eynez bölgesinde kömür rezervinin işletilmesini  Ciner Grubu’ndan devir alarak işletmektedir.

Maden ocaklarının hata kabul etmeyen, ağır ve tehlikeli işler sınıfına girdiği düşünüldüğünde yapılan teftişlerde bulunan her noksanlığın oldukça önemli olduğu ortadadır. Ayrıca, yapılan teftişler sonucunda kesilen idari para cezalarının iş kazalarına engel olmadığı ve üstelik bu kazaların ölümle sonuçlandığı Soma'da yaşanan son olayla bir kez daha ortaya çıkmıştır.

İlgili bakanlıkça, son iki yılda 6 kez iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapıldığı ve mevzuata aykırı bir durumun görülmediği ifade edildi. Yapılan denetimlerin bir karşılığı olsaydı 232’in üstünde ölümle sonuçlanan böyle bir facia gerçekleşir miydi? Bu durum kaybettiğimiz insanlarla alay edilmesi değil de nedir? Bu olay, iş yerlerinde yasaların ve mevzuatların desteğiyle cinayet işlemek değil midir?

Bu bölgede madenlerdeki son iki yıl içinde yaşanan ölümlere bakarsak bu olayın da göz göre göre geldiğini söyleyebiliriz.

4 Eylül 2012 tarihinde çıkan yangında yaralanan 3 işçiden 1'i ölmüş, 4 Ekim 2012'de çıkan yangında 4'ü ağır 9 işçi yaralanmış ve 12 Kasım 2012 tarihinde çıkan yangında ise 2'si ağır 9 işçi yaralanmıştır. En son 20 Ekim 2013 günü aynı madende meydana gelen yangında 1 işçi hayatını kaybetmiş, 27 işçi de yaralanmıştır.

Soma'daki tüm maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılması, bu tür olayların tekrarının yaşanmaması için kalıcı çözümlerin bulunması ve kamusal yaptırım ve denetimlerin yeterliliğinin ölçülmesi bir zorunluluktur.

Bu olay bize şunu göstermektedir ki, mevcut denetim mekanizmaları sadece bu ölümlere kılıf arama değil midir? İşçi sağlığı ve güvenliği sağlanmadığı açıkça görülmektedir. Önlem almayan bir siyasal iktidarın sorumluluğu bulunmakta değil midir?

Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi” ni 19 yıldır imzalamadı. Sözleşme hükümete ve işverene önemli sorumluluklar yüklüyor.

Ölümlerin sorumlusu taşeronlaştırma ve özelleştirme politikalarıdır. Kar hırsı ile kamu işletmelerinin özelleştirilemeyeceğini bir kez daha gördük. Özel sektörün, kar-maliyet mantığı ile madencilik faaliyeti yürütülemez.

Olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.

DİSK/TÜRK-İŞ/KESK Adına

Metin GÜRBÜZ

KESK Dönem Sözcüsü