Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız Soma faciası yüreklerimizde acısını sürdürürken kafamızda da halen soru işaretleri bırakmaya devam ediyor. 1941’den günümüz 2014’üne kadar süregelen ve yaklaşık 3 binden fazla yurttaşımızı kaybettiğimiz maden facialarından biride SOMA'dır. 301 emekçimizi gözyaşları içinde toprağa verdik ve geride bıraktıkları ailelerinin de gözyaşlarını izledik. Yurt genelinde olduğu gibi Boyabat’ta da gereken hassasiyet gösterildi. Ve halk olarak bu ortak acımıza sahip çıktık, ihmalleri ve yanlışları sorguladık. Görüşler ve ön yargılar bir tarafa bırakılıp bu yazıyı öyle değerlendirmenizi istiyoruz. Baktığımızda yaşadığımız en büyük maden kazası 1992’de Zonguldak’ta meydana gelmişti. 263 kayıp verdiğimiz ve görüldüğü üzere ihmallerin 1992'de olduğu gibi 2014’te de tekrarlanıp hep aynı şeyleri yaşadığımızı görüyoruz. Günümüz teknolojisiyle en iyi imkanları sağlayabilecekken ve de önlemler alınabilecekken hiçbir şeyin değişmediğini üzüntüyle izliyoruz.
Öncelikle şu noktaya değinmek istiyoruz bu facianın sorumluları kim?.. 300’ün üzerinde işçinin ölümüne neden olan (SOMA A.Ş.) maden ocağının ruhsat sahibinin TKİ olduğunu bugüne kadar maden sahibi olarak görünen Soma Holding sahibi Alp Gürkan’ın madeni özelleştirmeden aldığı ortaya çıktı. Dolayısıyla Alp Gürkan'ın sahibi olduğu Soma Madencilik A.Ş. TKİ adına taşeron olarak ocaktan kömür çıkartmış oluyor. Maden ocaklarında yapılan bu taşeronluk sistemi, 2003 yılında AKP döneminde gelmiştir. Ve de ruhsat devlete ait olduğu için cezai sorumluluk doğrudan iktidara da uzandı. Peki ne yapılmalı? Bu hatalar hep yenilenmiş, düzeltmek adına ortaya hiçbir şey konulmamış. Biz halk olarak birbirimize sahip çıkıp bu hak ihlallerine birlikte dur demeliyiz, yani süreci takip etmeliyiz, bakalım açılan davalar nasıl sonuçlanacak.
İhmallerden bir diğeri… Madenlerde işçileri isteklerini duyuramıyorlar.. Siyasiler sözlerini tutmazken tek çare sendikalara da kulak asmayan koltuklarının efendisi patronlar var. Çünkü Soma'da kömür madenlerini çalıştıranların önceliği sadece kömür oluyor. İşçiler için alınan önlemler ise trajikomik.. Ateşle girilemeyeceği belirtiliyor sadece ve acil durumlarda sığınabilecekleri tek şey karbonmonoksit maskeleri.. Ocağa havalandırma yapılması etkin seçeneklerden biri ama maalesef ekstra masrafa girdiği için yapılmıyormuş. Bir de gaz ölçümü cihazlarının olması gerekirken sadece mühendislere ve teknikerlere verilmesi bir başka hadise. Tartışılan diğer bir konu da yaşam odasının olup olmamasıydı. Evet yaşam odası olmayan 3 ülkeden birisiyiz maalesef. İşçiler herhangi bir mülakatla girmiyorlar madene.. Sadece karbonmonoksit gazı eğitimi alıyorlar.. Haydi bakalım Allah’a emanet der gibi.. Ve tüm bu risklere rağmen Soma'da ki bir işçinin yıllık kazancı yaklaşık 19 bin tl iken Amerika ve Avustralya da 100 bin doları geçiyor. Köle değil sadece işçiler ! Soma Maden İşletmesinde 1.5milyon ton kömür üretilmesi beklenirken 3.5 milyon ton kömür üretilmesinden söz ediliyor. Yani eleman artırımı yapılmadan üretimin arttırılması yapılıyor bu nedenle uzun süreli ve yoğun çalışmalar iş riski olarak görülerek, çalışanların sağlık ve güvenliklerini koruyacak çalışma şekline dönülmesi istenmelidir. Sorumluların sadece Soma Holding ve TKİ olmadığını da belirtmek isteriz. Diğer sorumlular, verilen projeleri onayladığı için Enerji Bakanlığı ve iş güvenliği denetimlerini yaptığı için Çalışma Bakanlığı'dır. Eğer sözleşmenin dışında ek iş yapılıyorsa yani var olan maden ocağına yeni galeriler açıldığı için ruhsat yenilemesi yapılmış ise bu işleme izin veren Başbakanlık tüzel kişiliği de sorumludur.
Biz ADD GENÇLİK KOLLARI olarak;
Bu yaşanan facianın “kader” değil apaçık ve göz göre göre ölüme sürüklenen binlerce işçinin rant tuzağına düştüğünün göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Biz olaylara siyaset karıştırmıyoruz, zaten siyaset oyununun ve düzenbazlıklarının içinde olduğumuzu ve halk olarak birbirimizden başka kimsemiz olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Tekrar SOMALARIN yaşanmaması için halk olarak sesimizi çıkartıp tuzaklara düşmemeliyiz...
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENÇLİK KOLLARI