“Türk Bayrağını indiren hareketi asla ve asla kabul edemeyiz. O bayrağın kırmızı renginde dedelerimizin kanları vardır.Bayrak üzerinden siyaset yapılmaz” dedi ve Erdoğan’ı bu konuda açıklama yapmaya çağırdı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, Aytun Çıray ve Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile DSP Genel Merkezi’ni ziyaret edip Genel Başkan Masum Türker ve DSP yöneticileriyle görüştükten sonra birlikte gazetecilere açıklamalarda bulundular.
Lice’deki olayları yakından inceliyoruz. Süreç yaşanıyor ama süreci kimse bilmiyor. Masaya Öcalan ve Erdoğan oturmuş. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilmiş. Bu süreç Türkiye’yi çıkmaz noktaya getirecek süreçtir. Bu hesaplamalar kişisel kariyer üzerinden yapılıyor. Ben nasıl Cumhurbaşkanı olurum, karşıdaki kişiyi nasıl aldatırım onun oyunu alırım. Bunun üzerine inşa ediliyor. Türkiye bu gerçeği görmek zorundadır” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi;
“Biz birleşmek zorundayız, ayrışmak değil, beraber olmak zorundayız. Düşüncelerimiz beraber, dünyaya bakışımız beraber, insana bakışımız beraber. Rahmetli Ecevit ne ezen, ne ezilen insanca hakça bir düzen demişti. Aynı şeyi bende söylüyorum, aynı şeyi Sayın Genel Başkanda söylüyor. Türkiye süratle bir başka alana evriliyor. Dolayısıyla bizim bölünmek lüksümüz yok beraber olma, güç birliği yapma, birlikte olmaya ihtiyacımız var”
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Diyarbakır’da çalıştaylar yapılıyor, Lice’de çatışmalar sürüyor yaklaşık iki haftadır ve bu olay sonrasında Türk bayrağı indirildi. Hem bu çalıştayı, hem de Diyarbakır’daki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu şöyle yanıtladı;
Türk bayrağını indiren bir hareketi asla ve asla kabul edemeyiz. O bayrak hepimizin ortak paydasıdır. Bayrak üzerinden siyaset yapılmaz. O bayrağın kırmızı renginde dedelerimizin kanları vardır. Biz öyle biliyoruz. Bayrağı indireceksiniz, siyaset yapacaksınız. Doğru değil bu. Doğru değil. Asla kabul etmiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda çıkıp konuşmasını bekliyorum. Gerçi her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını biliyorum. Ama bayrak konusunda ne söyleyecek gerçekten merak ediyorum. Biliyorum yine yalvaracak, yine ne olursunuz bayrağa saldırmayın diyecek. Bayrağın indirilmesine tahammül edemeyiz arkadaşlar. İşin özü budur. Lice’deki olayları yakından izliyoruz, oraya milletvekili arkadaşlarımızı gönderdik. Lice’de, Diyarbakır’daki gelişmeler nedir ne değildir diye. Çünkü hükümet kanadı doğru bilgi vermiyor. Doğrudan milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirerek gidin bakın bakalım nedir, tablo nedir.
Bir süreç yaşanıyor, sürecin ne olduğunu kimse bilmiyor. İki kişi biliyor. Masanın bir ucunda Recep Tayyip Erdoğan oturmuş, öbür ucunda da Abdullah Öcalan oturmuş. İkisi beraber oturup konuşuyorlar. Ne konuştuklarını bilmiyoruz. Ne ödün verildiğini de kimse bilmiyor. İki tarafta da güvensizlik var. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilmiş. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilir mi? Bu süreç öyle anlaşılıyor ki Türkiye’yi çıkmaz noktaya götürecek olan bir süreçtir.
Bakın, süreci bu şekliyle götürmelerinin nedeni kişisel kariyer hesabı üzerinden yapılıyor bütün bu hesaplamalar. Ben nasıl Cumhurbaşkanı olurum, karşıdaki kişiyi nasıl aldatırım onun oyunu alırım. Bunun üzerine inşa ediliyor. Türkiye bu gerçeği görmek zorundadır değerli arkadaşlarım.”