Ağustos ayı bir iş cinayeti ile başladı. Galatasaray kulübünde antremanı görüntülemeye çalışan Erkan Koyuncu, demir kapının üzerine kapanması nedeniyle sıkışarak yaşamını yitirdi. Kapıyı sadece basın emekçilerinin kullanması nedeniyle görevlilerin özensiz davrandığı ve ölüme neden oldukları ifade edildi. Kulüp yöneticileri Koyuncu’nun ölümünün ardından kapıda gerekli önlemleri almaya başladı.
Ağustos ayında cinayet sonucu kaybettiğimiz bir diğer gazeteci ise Deniz Fırat oldu. Gerçekleri iletmek adına ölümü göze alan Fırat, kimsenin girmeye cesaret edemediği Mahmur kampı civarından İŞİD çetelerinin saldırısını takip ediyordu. İŞİD mevzilerinden atılan bir havan topu Fırat'ın ölümüne neden oldu.
AKP ile Gülen cemaati arasında süren savaş Ağustos ayında medyaya da yansıdı. 17 ve 25 Aralık operasyonuna katılan polis ve savcıların ardından, Radikal, Habertürk gibi gazetelerde haber yapan muhabirler de işten çıkartıldı. AKP uygulamaya koyduğu yeni akreditasyon ile muhalif gazetelerin kongresini izlemesini engelledi, Zaman gazetesinin köşke alınmayacağı açıklandı.
İşten çıkartmalar Ağustos ayında da hız kesmedi. Elliden fazla emekçi bu ay işsiz kaldı. Remzi kitabevi de iki çalışanını DİSK’e bağlı Sosyal-İş sendikasına üye olması nedeni ile işten çıkarttı.
Basına yönelik ihlaller bu kez devlet ve sermaye ile sınırlı kalmadı. Muş’un Varto ilçesinde gösteri yapan bir grup habercilerin kameralarına ve hafıza kartlarına el koydu. İLKHA muhabiri Ali Adıyaman ise Diyarbakır’da babasının evinden PKK’liler tarafından kaçırılarak beş gün süreyle alı konuldu.