Yayın Tarihi:25 06 2015 21:47(1178)
Diyabet Hastalarının Ramazan Rehberi
17 saatlik açlık ve susuzluk süresinin söz konusu olduğu
Ramazan’da diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenleri Hisar
Intercontinental Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Uzmanı Dr. Mertol Bulur’dan öğrendik…
Diyabetin toplumda yaygın olarak görülen kronik rahatsızlıklardan
biri olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Bulur; ‘Başta karbonhidrat
metabolizmasının dengesinin bozuk olduğu bu rahatsızlıkta,
protein ve yağ dengesi de belirgin olarak bozulur. Hastalığın en
önemli göstergelerinden biri, kan şekerinin devamlı yüksek
seyretmesidir. Normal şartlarda insülin hormonu yardımı ile hücre
içine girmesi gereken glukoz; insülin yetersizliği ya da insülinin
işlevini göstermesine engel teşkil eden nedenler dolayısıyla
hücre içine alınamaz ve kan şekeri yüksek seyreder. Birçok
farklı tipi olan diyabet hastalığı kişiye özel düzenlenen
tedaviler ile takip edilir. Tedavide antidiyabetik ilaçlar ve
insülin kullanılabilir ve kişi tedavi süreci boyunca uzman bir
hekim tarafından takip edilir. Bu nedenle diyabet hastalarının
oruç tutması konusunda genel yasaklama ya da genel izinler yerine
‘hastaya özel’ kararlar verilmesi gerekir. Yaz döneminde
çok uzun saatler tutulan oruç, aşırı şeker düşüklüğü
(hipoglisemi), aşırı su kaybı ve tansiyon düşüklüğü, şeker
hastalığının sebep olduğu diğer organ hasarlarında artış
gibi tehlikelere sebep olabilir. Bu gibi riskler nedeniyle, diyabet
hastaları oruç tutmadan önce mutlaka uzman bir hekime
başvurmalıdır. Diyetle ya da diyetle beraber tek bir oral
antidiyabetikle şeker düzeyi normal seyreden hastalar Ramazan ayı
boyunca şeker takiplerini de düzenli yaparak, hekim kontrolünde
oruç tutabilirler. Kullanılan antidiyabedik ilaçlar, hekim
kontrolü ile düzenlenmeli ve uzun etkili antidiyabetiklerden kısa
etkili olanlara geçilmelidir. İftar ve sahurda tüketilmesi gerek
gıdalar hekim tavsiyesine göre belirlenmeli, belirlenen diyete
mutlaka uyulmalıdır’ açıklamasında bulundu.
Kimlerin oruç tutmaları riskli olabilir?
-
Ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış
olan hastalar,
-
Kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar,
-
Kan şekeri sık sık normalin altına (<60-70 mg/dl) düşenler,
-
Hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar,
-
Mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar,
-
Tip 1 diyabet hastaları,
-
Kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören
hastalar,
-
Gebe diyabetliler,
-
Yalnız yaşayan diyabet hastaları,
-
Yaşlı diyabet hastaları oruç tutmaları yüksek risk taşıyan
hastalar grubuna girer.
Ramazan’ı Rahat Geçirmek İstiyorsanız…
-
Hekiminiz ve diyetisyeniniz yardımıyla Ramazan ayına özel
hazırlanmış bir beslenme programı uygulayın.
-
İlaçlarınız programını iftar ve sahurda alınacak şekilde
hekiminizle birlikte yapın.
-
İftar ve sahur arasında ‘az’ ama ‘sık’ yeme ilkesini
uygulayın.
-
Sahur ve iftarın yanı sıra, gece saat 10-11 arasında alınacak
bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını en az üçe
çıkarın.
-
Yiyecek seçiminde; ekmek, pide, pirinç pilavı, makarna, patates
ile şekerli yiyecekler gibi kan şekerini yükseltme potansiyeli
yüksek basit karbonhidratları kısıtlayın.
-
Süt, peynir, yoğurt, yumurta, zeytin, sebze, kepekli ekmek veya
ızgara tavuk gibi ‘proteinden zengin’ besinleri ve domates,
salatalık ve meyve çeşitlerinin bulunduğu ‘kahvaltı tarzı’
beslenmeyi tercih edin.
-
Mutlaka çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekleri tüketin.
-
Gün içerisinde aşırı acıkma sorununuz varsa kuru fasulye,
nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi protein ağırlıklı besinleri
tüketin. Protein içeren besinler, midede daha uzun süre
kaldığından, uzun süreli tokluk sağlar.
-
Tek seferde büyük porsiyonlar yerine; daha küçük ölçülü
porsiyonları tercih edin.
-
Uzun süre susuz kalınca, böbrek fonksiyonları bu durumdan
olumsuz etkilenebilir. Diyabet hastalığının en çok hasar
verdiği organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile
sahur arasında en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su için.
-
Birden fazla yemeği çok hızlı yemeyin. Çünkü gıda miktarının
fazlalığına ve fazla hava yutulmasına bağlı olarak, mide ve
onikiparmak barsağı fazla genişler ve kan şekeri hızla
yükselir. Kan şekerini düşürmek için insülin hormonu seviyesi
hızlı bir şekilde yükselir ve kan şekerini hızlı bir şekilde
düşürür. Bu duruma bağlı olarak, yemeği takiben halsizlik,
uyuma isteği, baş dönmesi, terleme gibi şikâyetler oluşabilir.
-
İftarda aşırı şerbetli, yağlı, hamur işi tatlılar yerine,
ölçüyü kaçırmadan, sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç,
güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlılarını tercih edin.