Yayın Tarihi:04 05 2016 04:22(1850)

‘Benim için Sinop’a gelmek Mükafat’

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Fevzioğlu ‘Benim için Sinop’a gelmek Mükafaat’ dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Fevzioğlu Sinop Halk Eğitimi Merkezi Salonu’nda; Sinop Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği Sinop Şubesi ve Eğitim – İş Sendikası Sinop Temsilciliğince organize edilen ‘Hukuk ve Demokrasi’ konferansına izleyicilerin sevgi gösterileri içinde salonu girdi. Konuşmasına Sinop’a gelmekten duyduğu mutluluğu ‘Benim için Sinop’a gelmek mükafat’ söylemine karşı izleyicilerin alkışları karşılık buldu. Sinop Belediye Başkanı Baki Ergün’e dönerek; ‘Başkanım temizlik seferberliği kampanyanızı biliyorum. Beni de katın… Akşam eğlenirken çöp bırakanların çöpünü toplamak için bende varım.’ Söylemi de salonda hoş tebessüm ve alkışlarla karşılık buldu. Sinop’ta kurulması planlanan Nükleer Santraline HAYIR diyorum. Bunu derken yatırım düşmanlığından değil korkuyorum… Nedeni açık bize güven vermiyorlar.! Atıkların nereye atılacağı ve doğaya nasıl etkisinin olacağı konuları açıklığa kavuşturulmadığı için Nükleer Santrale HAYIR diyorum.

Sinop beni çok etkiledi. Pamuk gibi oldum. Sevgi kelebeğine döndüm. Sizlerle bi,rlikte çok mutlu olduğumu ifade ettikten sonra; Türkiye de son yıllarda çeşitli olumsuzluklar yaşandığı için ülkenin her tarafında barışma ve kucaklaşma arzusunu istiyorum. Ülkede yaşayanların umutsuz olmasını doğru bulmuyorum. “Umut var ama aynı zamanda da toplumsal bir kutuplaşmada var” ifadelerini kullanan Feyzioğlu, halkın kucaklaşmak istediğini ancak siyaseti profesyonelce yapan kişilerin toplumun kucaklaşmasını değil, altlarındaki kitlelerin kutuplaşmasını arzu ettiğini ileri sürdü.

Feyzioğlu, Türkiye’de sert bir siyasi iklim bulunduğunu söyleyerek, “Aşağıdaki sıradan insanlar kucaklaşmak isterken, yukarıda oluşan o sertlik ister istemez sokağa kadar inebiliyor. Yani bugün şiddet sarmalına giriyorsak Türkiye’nin siyasi ikliminin çok sert olmasından. Hiçbir çağdaş ülkede bu kadar sert siyasi iklim yok. Türkiye böyle bir sertlikle yönetilemez.” diye konuştu.

Türkiye’nin yeni bir anayasa sürecine sokulmak istendiğini dile getiren Feyzioğlu, “Lütfen yeni anayasa tabirini kullanan hiç kimseye itibar etmeyin ve cevapsız da bırakmayın” diyerek, şu değerlendirmede bulundu:

“(Yeni anayasa) demek yanlış. Çünkü yeni anayasayı bilerek kullananlar anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin de ortadan kaldırılmasının alt yapısını yapıyor. ‘Anayasa da ilk üç madde değişsin’ derken bu hayali kuranların mazereti de şu, diyorlar ki ‘Bu askeri anayasa yani darbe anayasasıdır. Biz sivil anayasa yapmak zorundayız, biz buna bağlı değiliz.’ Bunun birkaç alt başlıkta mantıksızlığı var. Birincisi askeri darbeler dahi Türkiye’de anayasanın ilk üç maddesinde yazan cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dokunmaya dahi cesaret edemediler. Yani onlar askeri darbelerin koyduğu ilkeler değil, Türk milletinin milli mücadele ile kazandığı ilkeler onlar. Oysa her darbede o ilkeler anayasada kalmaya devam etti. İkincisi, ‘Bunu ifade eden ne var? Yani bu Allah kelamı mı, kutsal kitapta mı yazıyor?’ diyene, ‘Hangi ilkeyle sorunun var, hangi ilke sana rahatsızlık veriyor?’ diye bir sorun. Ne cevap alacaksınız? Burada zihinlerde, toplumdaki kutuplaşmayı tetikleyenleri o zaman fark edersiniz. Örneğin ‘Laiklik çıksın’ demiyorlar ancak ‘Ne var yani, bunların tamamı darbe ürünüdür, o yüzden dokunabiliriz’ diyorlar. Üniter devletten ve laiklikten rahatsız olanların zihninde bir teokratik devlet hevesi var.”

Feyzioğlu, Orta Doğu’yu kasıp kavuran, Suriye’de ve Irak’taki durumun mezhep şavaşları olduğunu ifade ederek, “Türkiye eğer bir teokratik devlet olsaydı, yani din esasıyla yönetilen bir devlet olsaydı, emin olunuz bütün dış politikası, kuruluşu, varı yoğu din esasına dayanacağı için öncelikle kendi içinde farklı mezheplerden olanların inanılmaz bir şekilde etnik temizliğine başlayacaktı. Ardından da dış politikasını tamamen mezhepçi bir çizgiye oturtup, yapacağı ilk iş İran’la savaşa girmek olacaktı. Türkiye’nin laik temele dayanmış olması bugün mezhep savaşına tutuşmamamızın yegane sebebidir. Dolayısıyla ilkenin özü doğrudur ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi yerindedir.” sözlerine yer verdi.

Türk toplumunun bir mozaik değil renkli bir mermer olduğunu belirten Feyzioğlu, halkın ne kadar ayrıştığını konuşmak yerine ortak geçmişten geldiğini ve düşmana karşı birlikte mücadele ederek millet olduğunu konuşması gerektiğini söyledi.

Bu topraklardaki tek milletin Türkler olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “Çatımız Türk milletidir. Bu çatının altında farklı farklı renkler, farklı farklı kültürel guruplar, etnisiteler elbette olacaktır, olmalıdır. Tehdit altında olan millet olarak varlığımızdır. Herkesin, cumhuriyete sahip çıkma iddiasında olan bütün kurumların, kuruluş ayarlarına geri dönmesi lazım.” dedi.

– “Bende bir gün genel siyaset yapacağım”

Feyzioğlu, salondaki bir kişinin, “Siyasete girin, size ihtiyacımız var” sözleri üzerine, şöyle dedi:

“Her şeyin zamanı gelir. Ben de bir gün genel siyaset yapacağım. Ömrüm olursa, alacak nefesim varsa söz, ancak bugün değil. Bu birikimimi daha fazla yurttaşımıza sunabilmek adına elbette siyaset yapmak isterim. Zamanı geldiğinde emin olunuz sizlere ‘Bu salonlarda değil, şu meydanlarda yapalım bu toplantıları’ diyeceğim. Ama bugün değil. Bugün benim yolum bütün siyasilere, siyasi partilere eşit mesafede sözler söyleyip, kimseyi yerden yere vurmadan, herkese düşündüklerimi izah etmek istiyorum. Siyaset yapan birinin gözlerinin içi ışıl ışıl yanıyorsa, hangi düzeyde olursa olsun ona sarılın. Siyasetçinin duygusuzuna, sizi kalbine yerleştirmeyenine, gözünün arkasını görmediğinize itimat etmeyin. Bizim yapmamız gerek kanaatimce ilk iş bu olmalı.”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Fevzioğlu kendi sosyal medya hesabında Sinop ile ilgili paylaşımı; “Sinop Baromuz, ADD ve Eğitim-İş’in ortaklaşa düzenlediği konferansımız muhteşem geçti. Güzelliğin sebebi yanlış anlamayın ‘BEN’ değil salona sığmamacasına gelen o güzel insanlar. ‘Ben’ değil ‘Biz’ olmanın mutluluğunu yaşadık. Birbirimizden çok şey öğrendik. Dedi ki; umutsuzluğa yer yok. Güç bizde, yeter ki ‘BANANE’ demeyelim. Bir kez daha Sinop’ta mücadelemize iman tazeleyelim. 78 milyon vatandaşımızın kucaklaştırmayı başaracağız. Çıkış yolumuz Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini doğru anlamak doğru anlatmak ve Atatürk’ün izinde durmadan devam etmek.”

Konferans sonunda Belediye Başkanı Baki Ergül Fevzioğlu’na çiçek takdim etti. Sinoplarla salonda vedalaşarak program sona erdi.

Haber: Erdoğan ERKAYMAZ

Ayancık Gazetesi

Facebook'ta Paylaş

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut
Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Nisan ayı ziyaretci sayısı:

374641


Tasarım:DtGaNi