Kurban Bayramı, Hicri takvime göre zilhicce ayının 10. gününden başlayarak dört gün kutlanır.
Bu bayrama, Allah rızası için gücü yetenlerin gerekli şartlan taşıyan büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan kesmesi gerekliliğinden dolayı Kurban Bayramı denilmiştir. Kurban Bayramı, Allah'ın emri olmasının yanı sıra Kur'an'da da ifade edildiği üzere, Hz. İbrahim'in gördüğü rüya üzerine oğlu İsmail'i kurban etmek istemesi, Hz. İsmail'in de buna rıza göstermesi üzerine her ikisinin sadakati karşılığında Allah tarafından gönderilen koçun kurban edilmesi hatırasını yaşatmak ve fakirlerin et ihtiyacını karşılamak için kutlanmaktadır. Kurban Bayramı'ndaki halk inanışları genel olarak kurbanlık hayvan etrafında oluşmaktadır. Kurbanlık hayvanda bulunması gereken dinî şartlar dışında bazı bölgelerde kurbanlık koçun kınalanması, yıkanması (abdest aldırılması), gelinlik telleriyle süslenmesi ve boynuzuna elma takılması uygulaması da bulunmaktadır.
Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanın özellikte de koçun sırtına binerek sırat köprüsünün geçileceği ve böylece cennete girileceği inanışı birçok bölgede ve Türk ülkelerinin genelinde yaygındır. Bu nedenle kurbanlık hayvan olarak iyi beslenmiş koç kesilmesine dikkat edilmektedir.
Türkiye'nin birçok yerinde Kurban Bayramı günü kurban kesenler, kurbanlık hayvan kesilip eti pişirilinceye kadar hiçbir şey yemezler. Buna kurban orucu denilmektedir. Kurban orucu hayvanın etiyle özellikle de Kandıra'da karaciğeri ile bozulur. Aslında kurban orucunun kaynağı Hz. Peygamberin uygulamasına dayanmaktadır. Zira Hz. Peygamber, Kurban Bayramı'nda kurban olarak kesmiş olduğu hayvanın etinden yiyinceye kadar ağzına hiç bir şey koymazdı.
Kurban Bayramı'nda kesilen kurbanın etleri genel olarak üçe bölünür.Bunlardan birisi aile fertleri için aynlırken, diğeri eş, dost ve akraba arasında tüketilir. Diğer üçüncü kısım ise fakirlere dağıtılır. Fakirlere ayrılan parça genel olarak çiğ olarak dağıtılır.
Bununla birlikte Sinop'un Boyabat ilçesinde kurban eti çiğ olarak değil de kebap yapılarak dağıtılmaktadır. Bu uygulamanın bir benzeri Narhdere Tahtacıları arasında görülmektedir. Buradaki Tahtacılarda kurban etinin köydeki fakirlere ve köyde bulunan yabancılara pişmiş olarak dağıtılması ve toplu halde yenilmesi geleneği vardır.
Haber: Manisa Hayat Gazetesi