Yayın Tarihi:21 03 2017 18:46(963)

Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları Platformu

Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları Platformu olarak düzenlemiş bulunduğumuz basın toplantımızın metni

Cengiz TOKMAK / 25. dönem Ak Parti Sinop Milletvekili / Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları Platformu İl Koordinatörü

Değerli basın mensupları

Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları Platformu olarak düzenlemiş bulunduğumuzbasın toplantımıza şahsım ve platformu oluşturan kuruluşlar olarak hoş geldiniz der saygı vesevgilerimi sunarım.

Değerli arkadaşlar, Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları platformumuz İlim YaymaCemiyeti, Ensar Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı ve İmam Hatipliler Derneğinden oluşmaktadır.Platformumuz İlimizin bir çok İlçelerinde şubesi bulunan derneklerle de teşkilatlanmıştır.Platformumuzun oluştuğu sivil toplum kuruluşları ile birlikte toplumun milli manevi değerlerekseninde bilinçlendirmek amaçlı çalışmalar yapmak , vatanına,milletine, bayrağına, dinine, milli vemanevi değerlerine sahip çıkacak bir neslin yetişmesi noktasında birlikte hareket edebilmek üzereçalışmalar sürdürmektedir.

Değerli arkadaşlar,

Bilindiği gibi 16 nisan 2017 tarihinde yaklaşık 55 milyon seçmenimiz sandık başında olacaktır.Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Çok Partili hayata geçişinden bu yana gündeminden hiçdüşmeyen, Türkiye’nin nasıl bir sistemle yönetilmesi konusunda 16 nisanda milletimizin tercihineve kararına başvurulacaktır. Devletimizin çok partili hayata geçmesinden bu yana görev yapmışolan Başbakan ve Cumhurbaşkanlarımızın hemen hemen tamamının Türkiye’nin daha iyiyönetilebilmesi ve kalkınmasını istenilen düzeye çıkarılabilmesi için sistem değişikliğine ihtiyaçduyduklarını ve bunun altını kalın olarak çizerek dile getirdiklerini görmekteyiz. Yani bir başkaifade ile 16 nisanda yapılacak olan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Yönetilmesine ilişkin AnayasaDeğişikliği Referandumu yalnızca bu günün konusu değil nerede ise yarım asrın konusudur.

Değerli arkadaşlar,

Ülke yönetimi denildiğinde günlük hayatımızı ilgilendiren her konu akla gelmektedir. Eğitimdensağlığa, ulaşımdan, haberleşmeye akla gelebilecek her şey yönetimim sorumluluğu altındadır. TümBunların yanı sıra uluslararası ilişkiler dediğimiz bizim dışımızdaki tüm dünya devletleri ile deilişkiler yine yönetimin sorumluluğu altındadır. Ülkemizin iç ve dış güvenliği de yönetimsorumluluğunda bulunan konulardır. Ülkemizin diğer devletler karşısındaki onuru da vatandaşlarolarak bizim onurumuz olduğundan, onurumuzu ayaklar altına alıp almamakta yönetiminsorumluluğudur.

Değerli arkadaşlar,

Kısaca şunu belirtmek istiyorum.., nüfusumuzu oluşturan her bir bireyin refah ve mutluluğu, her birbireyin geleceğe umutla bakıp bakamaması, insan hakları ve onuruyla bir hayat sürdürüpsürdürememesinin tüm sorumluluğu ülkeyi yönetenlere aittir.

Bu anlamı ile biraz gerilere giderek Türkiye’mizin bir fotoğrafını birlikte değerlendirmekte yarargörüyorum.

İnsana yakışır gidecek yolu olmayan, sağlık ve eğitim sistemleri başta olmak üzere günlükhayatımızı ilgilendiren tüm konularda tıkanmış, kişi başına düşen gayri safi milli hasılası 1000dolarlar düzeyinde kalmış, fakirine fukarasına, ihtiyaç sahibine el uzatamayan, onları kaderlerineterk etmiş, uluslar arası düzeyde para bulabilmek için kapı kapı dolaşan bir ülke ve bunundaötesinde gelişmiş ülkelerin nerede ise otur dediklerinde oturan kalk denilince kalkmak zorundakalmış ve 1. Dünya savaşı sırasında taktıkları hasta adam sözünün yeniden dillendirildiği bir Türkiyefotoğrafını çok iyi hatırlıyoruz. Bırakınız tek başına iktidarı, 3 lü , 4lü koalisyonları, Akşam yatarkenhükümet var iken sabah kalktığımızda hükümetin yıkıldığını duymak şaşırmadığımız hadiselerdi.Gece yatarken sabaha nasıl bir enflasyonla uyanacağımızı kestiremediğimiz bir Türkiye fotoğrafınıunutmadık. Paramızın bu istikrarsızlıklar ile 6 rakamlara ulaştığını, devletin darphanesinin vardiyalıhalde sabahlara kadar çalıştığını da ne biz ne de milletimiz unutmamıştır. Cumhurbaşkanları ilehükümetler arasındaki uyumsuzlukları, anayasa kitapçıklarının havada uçuşmasını, darbegirişimlerini, e muhtıraları ve bunların ülkemize çıkarttığı faturaları unutmamız mümkün değildir.

İşte böyle bir Türkiye fotoğrafından AK Parti iktidarları ile bugünlere gelmiş bulunuyoruz. Son 15yılın Türkiye fotoğrafına baktığımızda ise yukarıda sıraladığımız olumsuzlukların hemen hemenhepsinin ortadan kalkmış olduğunu görüyoruz. Diğer bir ifade ile 94 yıllık Cumhuriyet tarihimizin79 yıllık bölümü ile son 15 yılını ayrı ayrı değerlendirmemiz gerekir. Cumhuriyetimizin kurucusuGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmakta gösterdiği hedeflerebırakınız ulaşmayı her gün geriye giderken, son 15 yılda o hedeflere ulaşmaya başladığımızı gururlasöylememiz gerekir. Yabancı ülkeler karşısında tarihteki yerimizi yeniden aldığımız, yurt içindekalkınmanın en üst seviyelere yükseldiği bir 15 yılı birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Ancak bu 15 yıllıkdönemde bile vesayetlerin Halkın seçtiği iktidar üzerinde etkili olmaya çalıştığını görmekteyiz. 365dayatmaları, e muhtıralar, gezi parkı olayları 17-25 Aralık süreçleri ve 15 Temmuz hain fetökalkışması gibi.

Değerli arkadaşlar,

Şimdi şunu sorabilirsiniz. Madem Son 15 yılda bunca kalkınma ve gelişme sağlanabilmişse Ülke iyiyönetiliyor, o halde yönetim sorunu yok. Madem öyle neden bir sistem değişikliğine gidiliyor. Bunusormak her vatandaşımızın hakkıdır.

Ancak; her türlü gelişme kalkınmaya karşı bir de şunu sormak gerekir. Acaba bugün gündemimizdeolan ve 16 nisanda halkımızın takdirine sunulacak olan Anayasa Değişikliği ile sistem değişikliğibundan 10 yıl 20 yıl 30 yıl önce yapılmış olsaydı ülkemiz acaba bugün geldiğimiz düzeyden çok mudaha fazla ileride olurdu. Bir başka ifade ile son 15 yılda sağlanan başarı 15 yılda değil de acaba 3-5yılda mı sağlanabilirdi.

Değerli arkadaşlar işte mesele bu sorudadır. Bizler inanıyoruz ki, bugün üzerinde durulan sistemdeğişikliği yıllar öncesinde yapılsaydı Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz bugünkü durumundan çokçok daha fazla ileride olacaktı. Ancak vakit geçmiş değildir. 5-10 yılda gerçekleşen hizmetlerin çokdaha kısa sürede gerçekleşebilmesinin ve ülkede bu sistem değişikliği sonrası istikrarın kalıcı halegelebilmesinin önü açılacaktır.

Değerli arkadaşlar;

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın Ak Partiyi kurduğu günden bu güne tekrarladığıbir hususu hatırlatmak istiyorum. Cumhurbaşkanımızın hep hedef 2023 dediğini duyduk. 2023 deülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını söyledi.

Ak Parti kurucusu ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan bunu ilk söylediğinde belki buçok da dikkate alınmamış olabilir. Ancak bunda ne derece kararlı ve hedefe ulaşmada ne dereceazimli olduğunu sadece vatandaşlarımız değil tüm dünya görmüştür. Bu hızlı kalkınma ve 2023hedeflerine ulaşmada kararlılık görüldükçe de gerek içeride ve gerekse dışarıda ülkemiz aleyhinekampanyaların birbiri ardına geldiğini görmektesiniz. Bir yandan müttefik ve dost gibi görünürken,ülkemizi nasıl bir terör batağına çekmek istediklerini, ülkemizdeki teröre nasıl destek verdiklerinihep beraber görmekteyiz. Son günlerde başta Almanya ve Hollanda gibi bir çok Avrupa ülkesininTürkiye Cumhuriyeti Devletini itibarsızlaştırma çalışmalarını da yakından izlemekteyiz. 16 nisanreferandumu ile ilgili, hayır cephesinde yer alıp, iç işlerimize burunlarını sokmalarını ve ülkemizdekihayır cephesine verdikleri destekleri de hep birlikte görmekteyiz.

Şimdi hep beraber düşünmek zamanıdır. Bir devlet bir başka devletin yönetim sisteminideğiştirmesinden neden rahatsız olur. Bu onları neden ilgilendirir.

Verilebilecek tek cevap vardır. Hiçbir devlet bir başka devletin hızlı adımlarla büyümesini istemez.Hele ki bu devlet, nüfusu 80 milyonu aşmışsa ve bu nüfusun yüzde 99 u Müslümansagelişmemelidir, büyümemelidir ve kendilerinden ileri gitmemelidir. Onlara hasta adam lazımdır.Onlara kapılarında onursuzca el açan, Onlara uzaktan kumanda ile yönetebilecekleri devletlerlazımdır. İşte bunun içindir ki, burunları hep bizim içişlerimizde olmuştur. 2001 lere kadar alıştıklarıTürkiye Recep Tayip Erdoğan’ın Liderliği ile ellerinden sabun gibi kayıp gitmiştir. Onlar eskiTürkiye’nin özlemi içindedir.

Değerli arkadaşlarım;

Sinop Sivil toplum kuruluşları ve İmam Hatip Okulları Platformu olarak sizlerin huzurunda 16 nisangünü oyumuzu EVET olarak kullanacağımızı açıklıyor, bundan da şahsım ve arkadaşlarım adınaşeref duyuyorum. Yalnızca oyumuzun hangi yönde kullanılacağı değil, bugüne kadar olduğu gibibundan sonra da 16 nisan gününe kadar kapı kapı köy köy, ilçe ilçe gezerek vatandaşlarımızaNEDEN EVET dediğimizi anlatacağız.

ÇÜNKÜ BİZLER Türkiye sevdalılarıyız. Çünkü bizler sadece bugünümüzü değil, yıllar sonrasınıdüşünenlerdeniz. Bizler bugünle yetinmeyip Türkiye’nin yarınını garanti altına almanınmücadelesini yaptığımızın bilincindeyiz.

ÇÜNKÜ BİZLER Türkiye büyüdükçe Türkiye üzerine oynanan oyunların artacağını görenlerdeniz. Buoyunları bozacak gücün ancak ve ancak istikrarla sağlanacağına inananlardanız. Ve Türkiye’yi 15yılda bir bataktan çekerek çıkaran bugünkü modern Türkiye’nin mimarı Recep Tayyip Erdoğan’asonsuz güven duyanlardanız.

Değerli arkadaşlar;

Aracılığınız ile tüm Sinop ve Türkiye kamuoyuna çağrımız EVETTE birleşmeleridir. Türkiye’mizinbüyüyüp gelişmesinden büyük rahatsızlık içine giren dış güçlerin yerli işbirlikçilerini iyi tanımalarıson derece önemlidir. Türkiye’de terörü besleyen ülkeler bir bir açığa çıkmıştır. İşte bunlarahizmetkarlık yapanlar iyi bilinmelidir. Kendilerini Hayır noktasında gören bir kesimin nasıl terörleiçli dışlı olduklarını artık tabiri yerinde ise sağır sultan duymuştur. Onlar 16 nisanda sistemdeğişikliği ile terörün sonunun geleceğini çok iyi bilmektedirler. Oysa Onlar terörün bitmesiniistemezler. Çünkü onların varlık nedenleri kan ve göz yaşıdır. Onlar kandan ve göz yaşındanbeslenirler. Ayakta duruş nedenleri olan terörün bitmesinin kendilerini de bitireceğini çok iyibilirler. Bunun içindir ki, 16 nisanda oylarının rengi hayırdır.

Hayırcı olduklarını belirten diğer bir kesimin ise tüm siyasi hayatlarına baktığımızda gelişme,büyüme ve kalkınma adına ne yapılırsa yapılsın karşı olduklarını görmekteyiz. Cumhuriyetimizleyaşıt bu siyasi yapı ülkemizde ne zaman bir reform niteliğinde karar alınsa karşı durmuş, insanhaklarının savunucuları kendileriymiş gibi gösterip insan haklarını ayaklar altına alanlarolmuşlardır. Yıllarca kız ve kadınlarımızın baş örtüsü ile uğraşırken, gerçek insan haklarısavunucuları seslerini yükselttiklerinde de sığınacak yer olarak askerimizin gölgesini tercih etmişler,darbelerden beslenmeyi tercih etmişlerdir. Bu kesim kendilerini muhalefete öylesine alıştırmıştır kiönlerine ne geldiyse daha kapağını açmadan buna muhalefet edileceğinin kararlarınıalabilmişlerdir. 16 nisanda yapılacak anayasa değişikliği paketinin kapağını açmadıklarını da anamuhalefetin liderinden sağolsun öğrenmiş bulunuyoruz. Sistem değişikliğinin ne getireceğinden birhaber olarak kendilerini HAYIRCI olarak ilan edenlere vatandaşımız artık fıkralar üreterekgülmektedir. 18 yaşında gence seçilme hakkını veren maddeye bile muhalefet eden bu kesimianlamak mümkün değildir. Anlamanın mümkün olmadığı bir yapıya halkımız da çok partili hayatageçtikten sonra tek başına iktidar yetkisi vermemiştir. Yarım yamalak hükümet ortağı olduğudönemlerde de bu kez kendilerine muhalif olmuşlar ve hükümetleri bozanlar olarak tarihegeçmişlerdir.

Ülkemizin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu günler olan 15 temmuz hain FETÖ kalkışmasısonrası YENİKAPI ruhunu bozanların da bugünkü hayırcılar olduğu unutulmamalıdır.

DİLLERİNDEN DÜŞÜRMEDİKLERİ ATATÜRK’ÜN “ mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır “ sözünebizler sonuna kadar katılmaktayız. Evet bizler mevzubahis olan vatan ise gerisi teferruattır sözünesonuna kadar sadık olduğumuzu 15 temmuz sonrası da bir kez daha ispatladık. Oysa 15 temmuzsonrası tüm halkımızın ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberlik ateşi yine liderimiz Sayın Recep TayyipErdoğan tarafından yakılmıştır. Yeni kapı ruhunu bozan ise bugünün hayırcı Ana muhalefet anlayışıolmuştur. Oysa vatan her şeyin üzerindedir. Vatan canımızdan bile ötedir.

Şimdi tüm halkımızın şöyle bir düşünmesini istiyorum. 15 temmuz hain fetö kalkışması sırasındaLiderimiz Recep Tayyip Erdoğan bir tek saniye CAN DERDİNE düşmüş müdür? Her türlü,suikastaaçık bir yerden darbeye karşı Tüm Türkiye’yi sokağa çıkaran böyle bir lidere mi, yoksa birlik veberaberliğin tesisinden sonra bu beraberliğe sırtını dönenlere mi bu halk prim verecektir.

Şimdi bir kez daha düşünelim

Hayır diyen kesimleri siyasi tepe noktaları ile bir kez daha irdeleyelim. Kimdir bu tepe noktalar?

Bir taraf terörle kol kola, koyun koyuna olmuş, gözyaşı, kan ve barut kokusu olmadan siyasihayatları olamayacak bir kesim,

Diğer bir tanesi de, nerede ise kendi gölgesine bile muhalif olan diğer bir kesim.

Şimdi soralım.. Eğer doğruyu gören ve bilenler bunlar ise, bunlar Ak Parti ve Recep TayipErdoğan’dan yıllar önce hep siyaset sahnesindelerdi. Neden bunlar siyaset sahnesinde iken ülkehep geri gitmiştir, neden bu ülke hep kaoslara, darbelere teslim olmuştur.. Bunların hikmetlerinerededir?

Diğer yanda ise “ biz kefenimizi giydikte geldik “ diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında tek vücutve tek yumruk olmuş milyonlar. Ülkeye 79 yılda yapılamayan hizmetleri 15 yılda yapmış bir kadro.

İşte sadece bu iki konu bile evet demek için yeterlidir.

Değerli Arkadaşlar,

Sonuç olarak milletimiz 16 nisanda sistem değişikliğine dair kararını sandıkta verecektir. Bu kararınıverirken Ülkemizin aydınlık geleceğinden yana tavır alacaklarından eminiz. Ülkemizin vesayetlerle,darbelerle, e muhtıralarla, istikrarsızlıklarla, iki, üç, beş başlılıklarla, basit bir yasa için aylarcameclisin kilitlenmesi ile kaybedecek vakti yoktur.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 hedeflerine ulaşmadaki kararlılığı ve dünyadevletleri arasında ilk 10 içinde yer alabilmemiz için, kısaca ülkemizin aydınlık geleceği için tümmilletimizi evet de birleşmeye davet ediyoruz.

Basın Toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka nedeni ile Sizlere bir kez daha teşekkür ederken,aracılığınızla tüm vatandaşlarımıza da sevgi ve Saygılar Sunuyoruz.

Facebook'ta Paylaş

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut
Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Nisan ayı ziyaretci sayısı:

400946


Tasarım:DtGaNi