Hükümetin, darbecilerle mücadele edeceğiz diyerek ilan ettiği OHAL ve çıkardığı KHK’larla haklarında somut ve hukuki hiçbir delil olmayan 1566’si üyemiz, toplam 130 bin kamu emekçisi bir gecede işsiz bırakılmıştır. Haksız uygulamalara karşı kurulacağı söylenen komisyonlar hala işler hale getirilmemiştir.
Saray ve AKP hükümetinin OHAL döneminde en fazla tasfiyeye yöneldiği kesimler Akademi üyeleri ve kamu çalışanlarıdır. Yıllarca birlikte iş tuttukları FETÖ mensuplarını kamudan ihraç etme bahanesi ile düşünen, sorgulayan, bilimsel eğitime inanan hocalarımız açığa alınmış ya da ihraç edilerek işlerinden çıkartılmıştır. Bunlara bir yenisi daha Sinop üniversitesinden üyemiz İrfan Mukul'da eklenmiştir.
Üniversiteler, her türden ön yargının kırıldığı, dolayısıyla toplumun kendini yeniden ürettiği bir alandır. Ancak bugün maalesef devlet dairesine dönüşen üniversitelerimizde neler olduğuna baktığımızda KHK’la binlerce akademisyen işinden atılırken hiçbir bilimselliği olmayan tezler doktora tezi olarak kabul edilir oldu. En son örneğini, Erzincan Üniversitesi’nde sadece yemek isimlerinin sıralandığı doktora tezinin kabul edilmesinde görmüş olduğumuz gibi.
Bunun yanı sıra üniversitelerdeki, özellikle de Sinop Üniversitesi gibi taşra üniversitelerindeki, en temel sorunlar; öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım hakları ve bilimsel eğitimdir. Bu sorunların çözülmesi beklenirken bu sorunlar katlanarak artıyor. En yakın örneğini, Sinop Üniversitesi’nde bilimsel eğitimin nadir temsilcilerinden biri olan İrfan Hoca’nın üniversiteden uzaklaştırılmasında gördük.
Bilimsel eğitimin temel dayanağı olan bilimde nesnelliği sağlamanın en güvenilir yolu üniversite mensuplarına tanınan birtakım özgürlüklerdir. Bu özgürlükler yok sayılarak; Sinop Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul, 667 ve 668 sayılı KHK ile açığa alındı. Mukul’a, soruşturmacıların yönelttiği iki soru vardı: “Nureddin Yıldız’ı neden protesto ettiniz, Semih Özakça’yı neden ziyaret ettiniz?”
Oysa Sinop halkı ile birlikte, “6 yaşındaki kız çocukları ile evlenilebilir” diyen Nurettin Yıldız’ın, Sinop’taki etkinliğini protesto eylemidir biri, diğeri ise, Sinop Üniversitesinden öğrencisi Semih Özakça’nın “İşimi geri istiyorum .” talebiyle yürüttüğü “Açlık Grevi eylemidir.
İrfan Mukul, Semih Özakça'yı ziyaret ettiği için görevden uzaklaştırma cezası alırken, Semih Özakça'nın üstüne atılı suçların hepsinden beraat etmesi, İrfan Mukul‘a verilen cezanın ne kadar hukuk dışı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Ülkenin üzerine karabasan gibi çöken bu hukuksuz uygulamalar nedeniyle ihraç edilen kamu emekçileri, aileleriyle birlikte zor koşullara mahkum edilmiş, çocukları ağır travmalarla karşı karşıya bırakılmış ve bugüne kadar 37 kişi intihara sürüklenmiştir. Bu duruma alışmayacağız, kanıksamayacağız ve her zaman mağdur ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.
Eğitim Sen olarak talebimiz açık ve nettir! Sinop Üniversitesi, İrfan Mukul’u derhal görevine iade etmelidir. Üniversiteler halkındır, halkın kalacaktır.
EĞİTİM SEN