Yayın Tarihi:13 07 2017 06:09(28082)

Boyabat Çemberinin Köyden Kente Göçü

Melishan Büyükkayıkçı
Gazi Üniversitesi, Türk Halk Bilimi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi

Öz

Boyabat, Anadolu Göçer Kültürünün izlerinin sürülebildiği köyden kente göçün izler bırakarak kendini gösterdiği ilçedir. Karadeniz'in incisi olarak tabii edilen Sinop ilinin en büyük ilçesi olan Boyabat da sanayileşmenin henüz oluşmadığı yerleşmenin daha çok köyde hüküm sürdüğü bölgelerde dokumacılık önemli bir geçim kaynağı olarak görülmekte ve kadın erkek tüm aile dokumada rol oynamaktaydı. Dokumacılık tarım kültürünün bir yansıması olarak düşünüldüğünde elde edilen pamuk ve pamuğun işlenmesi ile geçirdiği evreler dokumacılığın gerektirdiği emeği, bekleme sürecini tarım toplumunda yaşayan bireylerin her zerresinde sabırla işledikleri çemberin ortaya çıkış serüvenini oluşturmaktadır. Ancak sonrasında sanayileşme, değişen ve gelişen dünyanın da etkisiyle göçleri doğurmuş ve gerek tarım gerek dokuma yerini sanayiye bırakmıştır. Daha iyi şartlarda yaşama isteği kentin çekiciliği ve iş imkânlarının çeşitliliği sebebiyle göç eden insan elbette kültürünü de beraberinde getirmiştir. Ancak köyde var olan dokusunu koruyamamış her insan ve her nesne gibi kültürde değişmiş ve bu değişim Boyabat Çemberinde de kendisini göstermiştir. Göç ile beraber çemberin kullanım alanlarında kültürel değişim gözlenmektedir, Göçün beraberinde getirdiği yenidünya ve yeni düzen bir kültür öğesi olan çemberin göç ile olduğu gibi aktarılmasını engellemiş, yenidünya yapısı ve değişen düzenden etkilenilerek yeniden canlandırılması yoluna gidilmiştir. Kültür bir değerler bütünü olarak düşünüldüğünde değeri kaybedilmeden göçle beraber taşınması ve taşındığı coğrafyada o coğrafyadan etkilenerek yeniden hayat bulması çembere yeni bir kimlik kazandırmıştır.

Giysi insan vücuduna örtünmek amacıyla giyilen parçaların bütünüdür. İnsan her devirde örtünme ihtiyacını farklı biçimlerde karşılamıştır. Değişen ve gelişen dünya ile beraber ihtiyaç ve gereklilikler çerçevesinde giyinmede faklı coğrafya ve kültür özelliklerine bağlı olarak değişim gösterebilir. Kadınların örtünme amacıyla kullandıkları çember dikkate alındığında Sinop ilinin Boyabat ilçesinde Boyabat'a bağlı tüm köylerde çember dokuma ve kullanmanın mevcut olduğunu görmekteyiz. Ancak Bıçakçılı Köyünde su kenarında olması sebebiyle pamuk yetiştirme ve sulama imkânlarının elverişli oluşu köyün başlıca geçim kaynağının dokuma olmasını ve ailenin kadın erkek tüm fertlerinin dokumada rol oynamalarını sağlamıştır. Boyabat ilinin köylerinde çemberin dokunması ve kullanılması motif çeşitliliğini de beraberinde getirmiş ve farklılaşan motif yapılarıyla beraber birçok çember tipi ortaya çıkmıştır, Bir köyde sıklıkla dokunan motif o köy ile özdeşleşmiş ve böylelikle bir kimlik kazanmıştır. Boyabat kadını çemberi örtünme amacıyla kullanmış ve aynı zamanda ona gerek süsleme gerekse toplum içindeki benliği motif aracılığıyla katarak özgünlük yaratmıştır. Ancak köyden kente göçle birlikle geçmişte bütünüyle var olan çember, aktarımı sırasında kullanım alanı olarak bütünüyle varlığını koruyamamıştır.

Erol Güngör'ünde bahsettiği gibi "Geçmişin bütünü içinde yeri olan şeylerin yeni hayata olduğu gibi aktarılması mümkün değildir"(Güngör, 1980:66).Tarihi seyrinde Boyabat Çemberi köyden kente göçün içinde olmuş ve insanlarla beraber bir değer olan çemberde bu kültür değişiminden nasibini almıştır. Göç, bir topluluğun kültür değişimini her yönü ile ortaya koyan topluluğa ait değer yargılarının da insanlarla beraber taşınması sağlamıştır. Köylerde fesin üzerine örtülen çember göç ile beraber kente taşınmış ve burada fes olmadan yalnız örtünme amaçlı kullanılmıştır. Geçmişin bütünü içinde var olan çember bugüne olduğu gibi aktarılamaz. Gerek şekil gerekse kullanım alnı açısından değişiklik göstermesi muhtemeldir. Boyabat çemberi daha çok ırmak ve çay yataklarındaki köylerde ilgi ve değer bulmuş yerleşmenin olduğu bu kesim tarıma elverişli toprağı pamuk yetiştirme imkânı ile coğrafyanın önemini gözler önüne sermektedir. Pamuktan elde edilen ipin çember yapımında geçirdiği evreler çembere özgün bir form teşkil etmektedir. Toplanan pamuklar temizlendikten sonra ip haline dönüştürülür. Kelepçelerle çile haline getirilir. Çember ipinin oluşturulması için ipin ıslatılması gerekir ipin ıslatılması için önce büyük bir kaba su konur suyun içine bir miktar un ilave edilir. Karıştırılıp sulu bir bulamaç haline getirilir. Bulamaç başka bir kaba alınarak soğumaya bırakılır soğuyan suya hazırlanan beyaz ve kırmızı ipler daldırılır, üç gün bekletilir.

Hamurdan çıkan pamuk ipliği kelepçelere geçirilerek çıkrık yardımı ile masulara sarılır. Islak iplik tezgâhta çözülür. Ve 24 saat tezgâhta kuruması için kalır. Kuruyan ipler yumak yapılır önce kücuya sonra tezgâha geçirilir. Daha sonra tarağa geçirilerek dokuma işlemine başlanır. Görüldüğü gibi çemberin dokunmaya başlamasma kadar süregelen zamanda birçok evreden geçen pamuk çember için özgün bir forma kavuşmuş olur. Daha sonra dokuma başlar ve iplikler çemberin kenarları beyaz-kırmızı olacak şekilde hazırlanır. Çember içine yerleştirilecek renkli motifler dokuma arasında modele göre istenilen yere elle atılır. Kullanılan motiflerin yöresel isimler almakta ve Boyabat ilinin köylerinde, köy kadınlarının çember dokumasında kullandığı ortak motifler bulunmaktadır. Böylelikle belli bir motif belli bir grup insanı simgelemiş olur. Giyimde kullanılan parçaların simgesel gücü çemberde motifler aracılığıyla kendisini göstermektedir.

Kullanılan motiflerin yöresel isimlerini şöyle sıralayabiliriz: Demirkırat, Sinekli, Karabiber, Yedidal Çiçeği, Mühür, Para Serpme, Putlu, Omuzlu, Kuş Yuvası, Kesme Şeker, Dört Mühür, Kiprit Kutusu, Bahçe Güzeli, Aynalı, Heybeli, Ersünlü, Dokuz Mühür, Tire Çemberi, Tarak Dişi, Keklik Ayağı, Koyun Gözü, Aydoğdu, Gülsümün Nakışı, Taş Tepesi, Bülbül Yuvası, Yarım Ay, Gül Top. Boyabat ili ve köylerinde Boyabat Belediyesi tarafında bir araştırma yapılmış ve çember motiflerinin kullanım oranları saptanmıştır. Bu veriler incelendiğinde en yaygın motifin Demirkırat olduğu görülmektedir. Boyabat ilçesi köylerinde yapılan bu araştırmada dokumacılık ile ilgilenen 20 kişi üzerinden şu değerler alınmıştır: 5 kişi Demirkırat,4 kişi Sinekli, 4 kişi Karabiber, 3 kişi Yedidal Çiçeği, 3 kişi Mühür, 3 kişi Para Serpme, 3 kişi Putlu, 3 kişi Omuzlu, 3 kişi Kuş Yuvası, 3 kişi Kesme Şeker, 2 kişi Dört Mühür, 2 kişi Kibrit kutusu, 2 kişi Bahçe Güzeli, 2 kişi Aynalı, 2 kişi Heybeli, 2 kişi Ersünlü, 2 kişi Dokuz Mühür ,2 kişi Tire Çemberi, 2 kişi Tarak Dişi, 2 kişi Keklik Ayağı, 2 kişi Koyun Gözü, 2 kişi Aydoğdu, 2 kişi Gülsümün Nakışı, 1 kişi Taş Tepesi, 1 kişi Bülbül Yuvası,1 kişi Yarım Ay, 1 kişi Gül motiflerinin isimlerini söylemiştir. Elde edilen verilere göre çember dokumacığında kullanılan motiflerin isimleri çok fazladır. Motiflerin uygulanma sıklığı yöreye göre değişmekle beraber belli bir yerleşim alanında bir motifin sık kullanımı yöre insanının o motifte kendinden bir şeyler bulduğu ve kendinden bir şeyler katığına yorumlanabilir. Beyaz kırmızı olarak başlayan macera yine son sıra başta olduğu gibi üç sıra beyaz kırmızı olacak şekilde bitirilir. Çemberin çevre renkleri belli ve kırmızı-beyaz olsa da içeride kullanılan motiflerin renkleri değişiklik göstermekte Boyabat Belediyesi’nin elde ettiği verilere göre dokumacıkla uğraşan bireylerin %42’si sarı-lacivert- kırmızı %42’si kırmızı-turuncu- beyaz %16’sı yeşil-kırmızı- turuncu-lacivert renkleri kullandıkları görülmektedir.

Elde edilen verilere göre bireylerin çemberde renkli ipeklerden motifler oluşturdukları için bütün renklerinde kullandıklarını söylemek mümkün.

Resim 1. Boyabat İlçesi Halk Eğitim Merkezi’nin El Sanatları Sergisi’nde Boyabat Çemberleri

Resim 1 incelendiğinde Boyabat İlçesi Halk Eğitim Merkezinde Geleneksel El Sanatları kurslarında verilen eğitim sonucunda yılsonu sergileri açılır ve bu sergilerde yıl içerisinde öğrenilen geleneksel çember dokumacılığı ürünleri sergilenir. Farklı motiflerle dokunmuş çemberler ve dokumada kullanılan çıkrık sergiden alınan bir görselle gösterilmiştir.

Kültür; Sosyal bilimlerde kültür kavramı genellikle bilgi, inanç ve adetleri içine alan bir katılım olarak tanımlanmaktadır. Buradaki bilgi ve hünerler, toplum üyelerine yararlı olanlardır (Bakan ve diğerleri, 2004: 11). Geniş tanımıyla kültür; bilgiyi, sanatı, ahlâkı, örf ve âdetleri, insanın içinde yaşadığı toplumdan kazandığı bütün kabiliyet ve alışkanlıkları kapsayan, atalarından kendilerine miras bırakılan maddi-manevi değerler bütünü olarak tanımlanabilir. Çeşitli coğrafi bölgeler, yörelerde farklı etnik kökenli uluslarca yapılmakta olan ürünlere, önceden yapılmış ürünler başka bir değişle tarih boyutu da eklenince kültür varlıklarının ne kadar zengin olduğu gözler önüne serilmektedir (Barışta, 2003). Başka bir anlamda; kültür, “millet” kavramını oluşturan en önemli unsur olarak kabul edilebilir (Kafesoğlu, 1992: 15).

Kültürel kimlik oluşturma politikaları belirlenirken millilik, çağdaşlık, demokratiklik, evrensellik ilkelerinden taviz verilemez (Artun, 2007).

Gittikçe artan küresel benzerlikler karşısında önemi artan ve “biz”e “biz” dememizi sağlayan farklılıklar temelinde biçimlenen ulusal kalıtlar nedir, bu nasıl belirlenir, ne kadarı müzeleşir, ne kadarını yeniden üretilerek yaşatılabilir, ne kadarı unutulmaya terk edilebilir, ne kadarı öteki ülke ve kültürlere aktarabilir (Oğuz, 2002: 5). Gökalp’a göre kültür milletleri “kendi” kılan ve onları diğer milletlerden ayıran bir olgudur ( Çetindağ, 2002: 171). Farklı birçok kültür tanımı ile kültür değişmesini ele alacak olursak, baskı kurulmadan ana hatları korunarak yeni düzenin getirdiği şekli alması yani gelişerek ilerlemesi söz konusudur. Kültürlerin oluşumunda kendine has özelliklerin yanında dışarıdan etkilenmede söz konusudur ve çemberin köyden kente göçünde gelişen teknoloji giyimin fabrikalaşması ve kolay ulaşılabilir olması çemberi yeni yerinde olduğu gibi korumaktan uzaklaşmıştır. Kadınlar kente yerleşme ile beraber örtünme şekillerinde değişime gitmiş ve çemberin gerek yasa gerek medeni hale göre değişim göstermesi kendisini fabrikada üretilen ve çeşitlilik arz eden bir hale bırakmıştır. Dokuma emek ve her motifteki maneviyat ve hissiyat kendisini yeni düzenin hâkimiyetine bırakmıştır.

‘’Giydiğimiz giysilerin ve benimsediğimiz ilkelerin birer kültür öğesi olduğu düşünüldüğünde, kültürel gelişimin, toplumların karakteristiklerin belirlenmesindeki önemi ortaya çıkmaktadır. Günümüzdeki hızlı toplumsal değişim kültürler arasında da yoğun bir etkileşim yaratmaktadır.’’(1)Kültürel farklılıkların oluşmasında giyim kuşam önemli bir etkiye sahipken Boyabat çemberinin diğer kültürlerle etkileşimiyle beraber özünü koruduğu, motiflerinin farklılığı ve çeşit fazlalığı dolayısıyla da diğer kültürlerden etkilendiğini özünü koruyarak yer yer ufak farklılıklara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Dünden bugüne çemberin gelişim seyrini izlediğimizde de göreceğimiz gibi hızlı toplumsal değişime ayak uydurma ve geleneğin yeniden yorumlamada örtünme amacı olarak kullanılan çemberin günümüzde Boyabat’ın simgesi hediyelik eşyanın vazgeçilmezi haline gelmesi buna bir örnektir.‘’Kültürel değişim gereği yaşama biçiminin değişmesi gelenek ve görenekleri de değişime uğratır. Bir kültür ne kadar karmaşık ve gelişken ise, geleneksel kültür varlıkları da o ölçüde hiyerarşik ve çeşitli olarak gelişim gösterir. Geleneksel yaşamda giyim tarzları ve alışkanlıkları kişilerin bireysel olarak toplum içerisindeki konumlarının belirlenmesinde araç olarak kullanılmakta ve insanoğlunun inanç ve kültürlerinden oldukça etkilenmektedir.

Maddi kültür varlıkları içerisinde yer alan giyim kuşam ve alışkanlıkların yerini bölgesel nitelikler kaybolmaya başladığında kent tutkusu ve modası ile gelişen günün modasına uygun giysilere bırakmaya başlar.’’ (2)

İnanç sisteminin bir gereği olarak başın örtülmesi Boyabat da çember ile sağlanmış ilk kullanımından bu yana fes, yemeni gibi farklı kullanım şekillerine bürünse de odak noktası olarak varlığından bir şey kaybetmemiştir. Toplum içerisindeki konumu belirleme gerek ev gerek köy ve çevre yerleşimlerle kendisini göstermektedir. Motiflerin kullanım değerleri üzerinden yapılan araştırmada da görüleceği gibi çember maddi kültür varlığının arkasında bulunan bireyin toplumdaki manevi varlığını da belirlemektedir.

Bireysel olarak toplum içinde var olmayı çember için seçilen renklerde ve modellerde yaşa evli olma durumuna göre değişiklik göstermesiyle görebiliriz. Şöyle ki çember kullanan kadının aile içindeki yerine ve yaşına göre özellik taşımaktadır. Ağır işlemeli, canlı renkleri evin etkin, ailede söz sahibi kadını, gelini ve genç kızları örtünürken, bezemesi seyrek pastel renkli, zinciri ve şeridi beyaz olan yavan çemberleri daha yaşlı olanlar kullanmaktaydı. Çember gücün ve otoritenin görünmez simgesi olarak bu şekliyle karşımıza çıkmaktaydı. Fesin üzerine örtme şeklinde gördüğümüz çemberi fes ile kullanımı tamamlayıcı nitelik taşımakta ve döneminin modası olmasıyla da geleneksel giyim kuşamdaki önemini göstermektedir. Boyabat’ta kadın giyiminin bütününe bakacak olursak örtüme amacıyla kullanılan çemberin giyimin tamamlayıcısı olduğunu görürüz. Boyabat’ta kadınlar içlerine yöresel göyneklerini giyerlerdi. Göyneklerin yakası nakış ile süslenirdi. Bazı yerlerde göyneklerin etek kısmı işlenirdi. Göynek üstüne kurlu fındıklı ya da altıparmak adı verilen üçetek giyilirdi. Alta paça adı verilen altı ketenden ya da bürümcükten üstü Amerikan bezinden yapılan paça kısmı işlemeli beli çukur ile bağlanan don giyilir. Bele yün ya da pamuktan doğranmış kuşak bağlanır. Bunların üzerine de öne önlük takılırdı. Kıyafeti başlık tamamlardı. Başa fes takılır, onun üstüne yazma kesmeli poğça, iç kısımlara çember örtülür. Genel olarak ise sarı yazma bağlanır. Başın üstünde de alınlık denilen ‘’çatkı’’ vardır.

Çemberin genel kullanımı ise şöyleydi: Çember karşılıklı iki köşesi bir araya getirilip üçgen şeklinde ikiye katlanarak, dokumanın kumaş katı olan kısmı alın üzerinden yüzü çevrelemekte, çene altında çaprazlanan uçları boyuna dolanıp ensede toplanmaktadır. Geleneksel kullanımda başa önce sarı yazma örtülmekte fes üzerine oturtularak fesin üstüne çember örtülmektedir. Fes farklı renklerde üretilmesine karşın çember kullanımında da yaygın olarak koyu kırmızı tercih edilmektedir.

Çemberin ağırlıklı renginin de kırmızı olması Türk kültüründe manevi ve milli renk olarak kırmızı renge yüklenen koruyucu ruh, ocak(ev),bağımsızlık, hayat verme anlamları çemberde de yansımalarını göstermektedir.

Burada evin önemi kadının varlığına yüklenmekle beraber aynı zamanda her çemberin dokuyana özgü oluşu ile bağımsızlık, doğurganlığın simgesi olarak kadının giyiminde kırmızı rengi kullanması ve koruyucu renk olarak kırmızıyı üzerinde taşıması görülmektedir.

Çemberde gerek fes gerek yemeni ile desteklenmiş ve odak noktası örtünme olarak kullanılmıştır. Çemberi simli tellerle tutturulmuş ‘’pirepri’’ adı verilen pullarla süslerler burada da nazar ve berekete yapılan vurgu dikkat çeker. ‘’Bir toplumun kültürel kimliğinin belirlenmesinde birinci sırada etkili olan sanatsal ve kültürel mirasıdır. Türkler, geniş bir coğrafya üzerinde sürekli hareket halinde oldukları için birbirinden çok farklı toplumlar ile karşılaşmışlar ve karşılıklı olarak kültürel etkileşimde bulunmuşlardır. Bu kültürel etkileşim Türk kültürüne dinamik bir yapı sağlamıştır. Böylece Anadolu ve çevresinde her bölgede ve yörede biçim, malzeme, kullanım ve süsleme özellikleri ile oldukça zengin bir çeşitlilik gösteren halk giysileri, Türk giyim- kuşam kültürünü oluşturmakla birlikte, önemli kültürel miraslarımız arasında yer almıştır. Türkler giysilerini oluştururken, giysilerin model ayrıntılarından daha çok süsleme ayrıntılarına önem vermişlerdir. Diğer gelenekli sanat dallarında olduğu gibi halk giysilerinin üzerindeki süslemeler genellikle cinsellik, doğurganlık, nazar, bereket, umut, özlem, korku, sevgi, gibi duyguların ve inançların doğrultusunda şekillendirilmiştir. Süslemeler, işleme, örgü, dokuma, dikiş teknikleri ile yapılırken, süslenme biçimleri ise takı ve aksesuarların kullanımı ve giyinme biçimleri ile sağlanmıştır. Giysilerin arasında gözlenen farklılıklar giyinme, kuşanma ve takıların kullanımından kaynaklanmıştır.’’(3) Çemberin geleneksel giyimdeki kullanımı Resim 2 de görsel olarak verilmiştir.

Resim 3 de Boyabat çemberi dokuma tezgâhı gösterilmiştir. Düzen ya da işlik adı verilen bu tezgâhın elverdiği genişlikte, dar enli olan ve kullanım için uygun boyutu sağlayabilmek üzere her kompozisyondan çift dokunan dokumalar, bordürsüz uzun kenarları yan yana elde dikilerek birleştirilmektedir. Birleştirme işleminde üç farklı çember dikişi uygulandığı tespit edilmiştir. Bu dikişler motif oluşturmada kullanılan renkli iplerden biri ile uygulanabileceği gibi farklı renkte birkaç ipliğin alternatif kullanımı ile de oluşturulabilmektedir. Diğer tekniklere göre daha kolay olan çırpma dikiş tekniği ise dokuyucular daha çok satmak üzere yaptıkları çemberlere uygulamaktadır.

Resim 2.Geleneksel giyimde Boyabat çemberi Resim 3.Boyabat çemberi dokuma tezgâhı

Köyden kente göç ile beraber çemberin kullanım alanında değişiklik olmuştur. Göçten etkilenen çember köyde fes üzerine örtülerek kullanılıyorken yeni kent yerleşmelerinde fessiz yalnız yemeni ile kullanılmıştır. Daha sonra gelişen teknoloji ve giyimin uğradığı fabrikalaşma süreci ile beraber kadının örtünme şekli değişmiş ve çember geleneksel giyimde varlığını korumakla beraber yerini yalnız yemeni örtünmesi sonrasında ise modern başörtülerine bırakmıştır. Bununla beraber kültürel değerini kent hayatında evlerin masalarındaki örtü özelliği ile korumuştur. Köyde giysi olarak kullanılan çember kentte artık yerini evin bir parçası ve süsü olmasına bırakmıştır.

Resim 6.Boyabat Çemberinin masa örtüsü olarak kullanılması

‘’Sosyal olan unsurların meydana getirdiği sosyal hayat, donmuş, durgun bir yapı değildir. Her anı şartlara bağlı olarak, ağır veya hızlı şekilde değişen insan kalbi gibi her insan topluluğunda da, bir takım değişmeler olmaktadır.’’(Tural,1992:35)Yakın zamanda çember başörtüsü ya da masa örtüsü olmaktan geçip günlük hayata aktarılmış ve değişen düzene ayak uydurmak amacıyla giyinme ve örtünme ihtiyacını korumakla beraber motifler kaybolmadan etek, ceket ve gömlek yapımı süreci başlamıştır. Çemberde sosyal hayat içerisinde donmamış, durgunluğa uğramamış şartlara bağlı değişim geçirmiştir. Farklı amaçlarla kullanım alanı değişse de asıl olan çemberin maddi bir ürün olarak aktarılması yahut varlığını koruması değil tüm göç ve değişime rağmen çemberin yapımını öğrenme sürecindeki kültür aktarımıdır. Nesilden nesile süre gelen ve halen kullanım alanları farklı olsa da usta-çırak ilişkisi çerçevesinde çember dokunmaya devam etmekte ve somut olan çemberin somut olmayan çemberin dokunma süreci ve burada ki kültür varlığı özünü korumaktadır. Bu aktarım kültürel değişime rağmen kültürel kimliği kaybolmadığını göstermektedir.

‘’Geleneğin içinde yenilemeye, güncellemeye veya değişiklik yapmaya ve böylece geleneği sürekli kılmaya izin veren bir öz vardır. Bu öz kaybolmadığı sürece her gelenek değişerek gelişir. Ancak, geleneği oluşturan öz kaybolduğunda, gelenek kaybolur.’’(4)Boyabat, Metin Ekici tarafından belirttiğim görüşüne uygun bir seyir izlemiş ve geleneğin özünü kaybetmeden yenileyip geliştirerek ve güncelleyerek sürekli kılmayı başarmıştır. Yıllar geçse de gelenek varlığını sürdürmüş kullanım alanını değiştirerek özünden bir şey kaybetmemiştir.

Resim 4.Çember Modeli Resim 5.Çember motifinin gelin sandığına işlenmesi

Resim 4 ve 5 de Boyabat Çemberinin bir modeli verilmiş olup bu modelin bir gelin sandığı üzerine işlenmesi görülmektedir.

Modelin sandığa olan aktarımı çemberin Boyabat için insan hayatının önemli geçiş dönemlerinden biri olan evlenmede sağlandığını göstermektedir. Sandık içinde yerini alan çember aynı zamanda sandığı süslemiş ve giysi parçası olarak duygusal uyarıcı sembol işlevi ile görülmektedir. Sandığın süslenmesinde gidilen bu yol kişiye özgü bir form kazanmakla beraber çember parçası oluşu bir motif taşıması yönüyle hem memleketini hem memleketinin belli bir yöresini temsil etme imkânı bulmuştur. Kültürün modernleşmesi üzerine düşündüğümüzde çemberin sandık üzerindeki varlığını koruması manevi anlamda annenin kızının gelin sandığında çemberi kullanması modern anlamda kültürün aktarımı olarak karşımıza çıkar. Kültür, farklı şekillerde vücut bulup aktarımını sağlamış ve özünü korumuştur.

Geleneksel giyim kuşama Boyabat’ta türkülerin içinde de rastlarız geleneğin türkü kültürü ile aktarıldığına şahit olduğumuz Boyabat türküsü Arabayı Koşalım’ dan dan örnek verecek olursak:

‘Aman yallah cimdallı
Kızlar giyer bindallı

O bindallı üstünde
Kırmızı kemer olmalı.’

(Arabaya Koşalım /Boyabat Türküsü)

Türkünün nakarat kısmına baktığımızda bindallının gelenekteki yerini ve kırmızı kemerin önemini görmekteyiz burada çemberle ilişkili düşündüğümüzde ise çemberin farklı renklerde motiflerle işlendiğini ancak ana rengin kırmızı olduğunu görürüz. ‘’Anadolu’nun çoğu bölgesinde giysi parçaları biçim olarak benzer özellikleri taşımalarına rağmen, yörelere özgü değişik süslemelerle farklı görünüm kazandıkları bilinmektedir. Bu nedenle Türk giyim kuşamında süslemelerin önemli bir rolü vardır.

Halk türkülerine bile konu olan süslemeler, giysi parçaları ve süsleme özellikleri hakkında bilgi vermelerinin yanı sıra, duygusal uyarıcı sembol işlevi de görürler. Farklı bölgelere ait türkülerin dizelerinde, giysilerin süslemeleri ile anıldığı ve süslemelerin duygusal uyarıcı işlevi açıkça görülebilmektedir. ‘’(5)

SONUÇ:

Sonuç olarak, Boyabat Çemberinin köyden kente göçüyle beraber uğradığı kültür değişimi işlenmiştir. Kültür değişimi sırasında, kültürel kimliğin büründüğü yapı aktarılmıştır. Kültür göçten fazlasıyla etkilenmiş, göçün getirdiği psikolojik ve sosyolojik değişim çembere yansıtmıştır. İnsan göç ile beraber koptuğu yerden kendine ait olanı da götürmektedir. Çember de tıpkı bunun gibi göç sırasında aidiyet duygusuyla insan ile beraber kente gelmiştir.

Kullanım alanı değişip gelişen teknoloji ile farklılaşsa da özünden ve kültürel kimliğinden bir şey kaybetmemiştir. Kent hayatında kendine yer edinen çember dokunmasının devamı ve dokunma sırasında asıl var olan aktarım sürecinin korunması amacıyla Boyabat ilçesi Halk Eğitim Merkezlerince El Sanattan kursları açılmıştır. Burada usta-çırak ilişkisi ile geleneksel çember dokuma nesilden nesile aktarım ile varlığını korumuştur. Millet olma ve kültür ilişkisi Ziya Gökalp'inde bahsettiği gibi milliyet gerçeğinin ancak kültür birliği sayesinde oluşacağına olan inanç ile açıklanabilir, Kültür birliği o milletin varlığının ispatı ve var olma kavgasının en güzel örneğidir. Çember Boyabat'a özgü olmak ile beraber Boyabat'ın da çemberiyle anılmasını sağlamıştır yani bir millet gerçeğini kültürü ile sağlamıştır. Çember bir kültürün kaybolmaması için köyden kente göçle beraber fes üzerine örtülmekten geçip fessiz sonra da kültürü korumak amacıyla masaların üzerini süslemiştir, Bir köyde ortak örtünme şekli olarak çember hem sahiplik duygusu katmış hem özgünlük getirmiştir. Bir köyde kullanılan motifin o köyde yaşayanlar için ortak olmasıyla da toplumsal bağ ve birlik olma bilinci aktarılmaktadır. Sandık üzerine işlenmesinde de görüldüğü gibi kültürün manevi yanı maddi boyutuyla bir arada evlenme gibi insan hayatının önemli ana geçiş dönemlerinden birinde etkin rol oynamaktadır. Değişen giyim tarzı beraberinde geçmişe dönüşü getirmiş ve yakın zamanda çember giyimde gömlek, etek, ceket gibi formlarda karşımıza çıkmıştır. Bu yenileşme kültürün yeniden yorumlanması ve günlük hayata aktarımını sağlamaktadır. Günlük hayatta kültürel kimliğin tıpkı köy hayatında olduğu gibi kent hayatına aktarımı giyim tarzında geçmişe dönme ile mümkün olacaktır. Kültüre dair bir nesnenin hediyelik eşya olarak kullanımı da kültürün kaybolmadan farklı kültürlerde de varlığını korumasını sağlamaktadır.

Boyabat çemberinin 2009 yılında patentinin alınması ile beraber tescillenmiş ve bir simge haline gelmiştir. Gerek çeyizlerde gerek masa örtüsü olarak kullanımında çember bugün hala kültürel kimlik aktarımını sağlamaktadır. Böylece kültür aktarımı ile Erol Güngör'ün Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik adlı kitabında söylediği "Geçmişte özlenen şeyler bizim bugün mahrum kaldığımız kıymetler"(Güngör,1980:61) olmaktan çıkar ve hayatın içinde canlı bir şekilde varlığını korur.

KAYNAKÇA:

Akcan, Halit.’’Boyabat Çemberi’’, Bıçakçılı Köyü,2007.Boyabat Belediyesi Arşiv Dokümanları.

Arığ Sezer, Ayten. ‘’Türklerde Kıyafetin Kısa Tarihi’’, Atatürk Araştırma Merkezi, Sayı 109,2007.

Artun,Erman.‘’Adana ve Osmaniye Halk Kültüründe Giyim-Kuşam Geleneği ’’http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/erman_artun_giyim_ kusam.pdf , 2006

Assmann, Jan. Kültürel Bellek, İstanbul: Ayrıntı Yayınları,2001.

Bakan, İsmail. ve diğerleri, Örgüt Sırlarının Çözümünde Örgüt Kültürü Teorik ve Ampirik Yaklaşım, İstanbul: Aktüel Yayınları, 249 s. ,2004.

Barışta, H.Örcün. Türk El Sanatları, Ankara:Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları 975,1988.

Barışta, H.Örcün. Halk Bilimi Müzeciliği ve El Sanatları, Türkiye’de Halk Bilimi Müzeciliği ve Sorunları Sempozyumu Bildirileri, Ankara, s. 71-77.

Boyabat Belediyesi Arşiv Dokümanları (Resimler)

Boyabat Belediyesi, Boyabat.

Boyabat Belediyesi Halk Eğitim Merkezi, Çember Dokumacılığı Örnek Programı.

Boyabat Belediyesi Kültür ve Sanat, El Sanatları.

Çetindağ, Yusuf. Türk Kültüründe Hayvan ve Bitki Motifinin Seyri, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları C. 4, s. 171-181,2002

Çelik, Celalettin.’’Gökalp’ın Bir Kültür Dinamiği Olarak Kültür Medeniyet Teorisi’’, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 21,Yıl: 2006/2 (43-63 s.)

Dereli, Fuat.’’Kuzeyin Hırçın Güzeli, Sinope’’,Sinop: Ofset Matbaacılık,2010.

Ekici, Metin.’’Geleneksel Kültürü Güncellemek Üzerine Bir Değerlendirme’’, Millî Folklor, 2008, Yıl 20, Sayı 80.(4)

Ekici, Metin. Halk Bilgisi Derleme ve İnceleme Yöntemleri, Ankara: Geleneksel Yayıncılık,2014

Göka, Erol. Türk’ün Göçebe Ruhu, İstanbul: Timaş Yayınları,2010.

Güngör, Erol. Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, İstanbul: Hisar Yayınları,2003.

Kafesoğlu, İbrahim. Türk Milli Kültürü, Boğaziçi Yayınları, İstanbul. Kültür ve Küresellesme, Milli Kültürler ve Küresellesme, Konya:Türk Yurdu yayınları,563 s.,1992

Kaplan, Mehmet. Kültür ve Dil, İstanbul: Dergâh Yayınları,1982.

Koca, Emine/Koç, Fatma/Vural, Tuba.’’Kültürler Arası Etkileşimde Giyim Kuşam’’,38.ICANAS Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika çalışmaları Kongresi, Ankara, 2014.(1) (2)

Koca, Emine/Koç, Fatma.’’Türk Halk Giyiminde Kullanılan Süslemelere Tipolojik Bir Yaklaşım’’, İdil Dergisi, Cilt 5,Sayı 19,2016 .(3) (5)

Krohn, Julius. Krohn, Kaarle. Halk Bilimi Yöntemi, Ankara: TDK Yayınları,2004.

Maviş, Şevket. Türkiye’nin Kuzey Ucundaki Cennet Sinop, İstanbul: Sinop Valiliği İl Özel İdaresi,2012.

Mehmet Ersöz Armağanı, İstanbul: Ötüken Yayınları,2011.

Oğuz, M.Öcal. Türk Dünyası Halkbiliminde Yöntem Sorunları. Türkiye: Akçağ Yayınları,2000.

Oğuz, M.Öcal.’’ Ulusal Kalıtın Küreselleştirilmesi ve Türk El Sanatları’’, Milli Folklor, S. 54, s. 5-10 ,2002.

Oğuz, M.Öcal. Ölçer Özünel, Evrim. Gürçayır Teke, Selcan. Erman, Ahmet Aral. Kipay, Ebru. Uygulamalı Halk Bilimi, Ankara:Geleneksel Yayıncılık,2014.

Ögel, Bahaeddin. Türk Kültür Tarihine Giriş 5,Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları,1991.

Özakpınar, Yılmaz.’’Kültür Değişmeleri’’ve Batılılaşma Meselesi, İstanbul: Ötüken Yayınları,2015.

Tezcan, Mahmut.’’Giyim Olgusuna Sosyo-Kültürel Bakış ve Türklerde Giyim’’, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt:16 Sayı:1 Yayın Tarihi:1983.

Tural, Sadık. Kültürel Kimlik Üzerine Düşünceler, Ankara: Ecdad Yayınları, 1992. Turhan,Mümtaz. Kültür Değişmeleri, İstanbul: MÜİF Vakfı Yayınları,1977.

Türk Patent Enstitüsü, Coğrafi İşaret Tescil Belgesi, Tescil no: 26,Coğrafi İşaret: Boyabat Çemberi, Ekteki Bilgiler.

Türkdoğan, Orhan. Milli Kültür Modernleşme ve İslam, İstanbul: Birleşik Yayıncılık,1996.

Türkdoğan, Orhan. Sosyal Hareketlerin Sosyolojisi, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları,1988.

Türkiye’nin Kaptan Köşkü Sinop, Sinop Valiliği İl Özel idaresi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü.

Yıldırım, Dursun. Türk Bitiği Araştırma/İnceleme Yazıları, Ankara: Akçağ Yayınları,2016.

Facebook'ta Paylaş
2. Yorum: gülay çil kayapınar 17 04 2023 11:08
yöremize yaptığınız bu güzel katkı için sizlere şükranlarımı sunarım.

1. Yorum: mehmet büyükkayikci 19 07 2017 17:02
emegine yüregine kalemine saglik melissa büyükkayikci, cemberin gelisi ve gecmisi anca bu kadar iyi anlatilabilirdi, calismalarinizda basarilarinizin devamini dilerim


Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut

Bu Kez Algı Değil Hakikat Kazanacak Gibi……


Siyaset Kazanı Yerel Seçim 2 - Mart 2024


Yabancıların Gözüyle


2024 - 1445 Ramazan İmsakiyesi


Şafak Akça yazdı: Ayrıştırılan eğitim, farklılaştırılan gençler


Boyabat Gazetesi Berat Kandili Mesajı


Boyabat'ın 2023 yılı nüfusu belli oldu


Mutlu Yıllar


2023 Yılı Sinop Cumhurbaşkanlığı Sonuçları (14-28 Mayıs 2023)


Nasıl bir belediye isteniyor?


Hisar Tuğla Eleman Aranıyor İlanı


Burası Boyabat Göreceğiz!


Boyabat İYİ Parti İlçe Teşkilatı, Yeni Eğitim ve Öğretim Yılı Mesajı


AKP iktidarı, hangi ekonomik program hedefini tutturdu ki?


e-Seçim Sistemi


Türkiye'de, sosyal adalet gereği zamlar yapılıyor!


Vergi Bağlandı


Sallım Çorba


Bazı Haramlar -2


86 yıllık bir fotoğraf


Yılmaz Özdil şehit dedelerimizin dünyanın nerelerinde yattığını


Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası Tanıtım Videosu


8-9 Şubat Boyabatta Kar Yağışından Görüntüler


5 bin - 30 bin TL'yi aşan faturaların GİB Portalından e-Arşiv olarak Düzenlenmesi


Müjde…. Hadi Hayırlı Olsun


Fevkaladenin Fevkinin de Fevkinde


Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Mart ayı ziyaretci sayısı:

215287


Tasarım:DtGaNi