Atatürk’ün Gizli Kurtuluş Planları Parola Huh da çok güzel bir şekilde anlatılmış. İzmir’in işgal tarihi 15 Mayıs 1919 dur, yani Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasından sadece 4 gün önce…
“Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla başlamadı” diyenlere “her şey 4 günde mi oldu?” diye sormak gerekir.
Kitabın 101 ci sayfasındaki bir paragrafı aynen paylaşıyorum. Tarihçi Sinan Meydan’ın bu kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Özetle, Mustafa Kemal, işgallere karşı başlayan halk tepkisini örgütleyerek ve genişleterek hem emperyalist kuşatmayı hem de sultan-halifenin monarşik kuşatmasını parçalamıştır. Bu iş için birbirini destekleyen iki ayrı odak oluşturmuştur. Bunlardan biri düzenli ordu, diğeri de TBMM’dir. Kuvayı Milliye’yi düzenli orduya, Müdefaa-i Hukuk Cemiyetlerini ise TBMM’ye dönüştüren Mustafa Kemal, emperyalizmi monarşiyi alt ederek bağımsız bir cumhuriyet kurmayı başarmıştır.
Özetle, Enver Paşa “ülkeyi batırmıştır”. Onun batırdığı ülkeyi Mustafa Kemal kurtaracaktır. Nitekim, Mütareke döneminde, Almanya’nın Türkiye sefirine, “Enver’in batırdığı ülkeyi kurtarmaya Allah beni memur etti” demiştir.
Tablo bu kadar netken, şimdi kalkıp da “Kurtuluş Savaşı’nın alt yapısını 1915 de Enver Paşa ve İttihatçılar hazırladı” demek, komik olmanın ötesinde trajiktir.
Enver Paşa’nın 1915 de Anadolu direnişi için hazırlıklar yaptırdığı” tezi kocaman bir palavradır. Bu palavranın, Prof. Eric Jan Zürcher gibi bir akademisyen tarafından gündeme getirilmesi de palavrayı gerçek haline sokmaz; palavra her zaman palavradır… Peki ama neden?
Neden 1950’den sonra Cumhuriyet Tarihi konusunda böyle “güdük” tezler ileri sürülmektedir?
Çünkü, Karşı Devrim’in yabancı aktörleri ve onların yerli işbirlikçileri, Mustafa Kemal Atatürk’ü Türk ulusunun gözünden düşürmek istemektedirler. Bu amaçla, onun “göz kamaştıran” başarılarını küçültmeye, çarpıtmaya, bu başarılara yeni ortaklar bulmaya çalışmışlardır.
Mesele aslında Kurtuluş Savaşı’nı kimin başlattığı meselesi değildir, Kurtuluş Savaşı’nı Mustafa Kemal’in başlatmadığını kanıtlama meselesidir…
Sosyal medyada bir yazı okudum. Gülsem mi, ağlasam mı bilemedim. “İsrail’i tanıyan sizin o çok sevdiğiniz Atatürk’ünüzdü” diyor. Ey bu yazıyı yazan, sana iki sorum olacak.
Soru 1: Atatürk bizim ise sen kimsin? Soru 2: Atatürk ölümünden on yıl sonra kurulan İsrail’i nasıl tanmış?
Sosyal medya hesabıma bir köylüm de şu yazıyı göndermiş.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışı, “Osmanlı Devleti tarafından en ince ayrıntılarına kadar hazırlanmış, bizzat Sultan Vahdettin tarafından imzalanmış çok ciddi bir devlet operasyonudur”. Samsun’a gizli çıktığı bilgileri doğru değildir.” demiş.
Son cümle doğrudur. Gizli çıkmamıştır. Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Enver Paşa göndermiştir. Kurtuluş Savaşını başlatması için değil, Anadolu’yu kurtarmak için hazırlanan çeteleri bastırması için gönderilmiştir. Fakat Atatürk Samsun’a çıkmadan önce altı ay boyunca İstanbul da Kurtuluş Savaşı hazırlıklarını yapmıştır.
Ne yazık ki başka ülkeler Atatürk’ü bizden daha iyi biliyor ve tanıyorlar sanırım.
1976 yılında UNESCO üyelerine bir önerge gelir. Öneri paketindeki bir cümle aynen şöyledir. “Bugün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir”. Ayrıca “27 Kasım 1978 tarihli UNESCO genel kurul kararı doğrultusunda Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı bütün dünyada “1981 Atatürk yılı” olarak kutlanmıştır.
Mustafa Gürleyen (10.07.2021)