Bir süredir ara verdiğim yazıma yaşamış olduğum sağlık sorunlarını, daha doğrusu sağlık da yaşanan sorunları yazmayı düşünüyordum. Bu konuda da bir kaç sayfalık yazı değil kitap bile yazılır ama af konusunda yazmak istedim.
Af konusuna da bir askerlik anımla başlamak istedim. Yıl 1978 aylardan Aralık ayı. Askerlik görevimi eğitim çavuşu olarak yaptığım zamanlar. Takım çavuşuyum. Hava soğuk.
Sabah çorbamızı içtik eğitim alanına gidiyorduk. Nöbetçi çavuş emir komutayı bana vermişti. Benim takımdan bir er takımın düzenini bozan hareketler yaptığı için arkadaşlarından şikayetler gelmeye başladı.
Kendimce ere bir ceza verdim. Eğitim alanında durum nöbetçi subaya intikal etti. Nöbetçi subay beni, benim takımı ve diğer çavuş arkadaşı da dinlendikten sonra eri cezalandırmaya hazırlanırken bölük komutanımız geldi. Olup biteni dinlendikten sonra her ikinizinde yaptığı suç. Fakat bir suçda ben işleyeceğim. Af etmek suçtur ama sizi af ediyorum dedi.
Buraya kadar okuyunca bize ne senin askerlik anından, senin afından dileyebilirsiniz. Günümüzün konusu af. Gelelim günümüzde konuşulan af konusuna.
Ufukda seçim göründüğü için bol keseden atmalar başladı. Bol keseden atmaların başında da af konusu geliyor. İktidar seçim yatırımı olarak bir çok konuda af çıkarıyor. Günümüzde konuşulan, seçim yatırımı olarak suçluları af ederken suçsuzları cezalandırmak olmuyor mu?
Sosyal medya hesabında bir arkadaşımın yazdığı aynen şöyle. "Devlete borçlarını zamanında ödeyen bir kişi olarak yapılan affı kınıyorum bu vicdana sığmaz ödeyenler enayimi" diyor.
Bu durumda çocuklarının rıskından keserek cezasını ödeyenler şimdi cezalandırılmış olmuyor mu? Gerçekten ödeyemeyenler vardır ama zamanında ödeyenlerin suçu ne?
Geçen hafta 50 TL ye aldığım yarım kilo peynir bu hafta 85 TL olmuş. Öncelikle çocuğuna peynir almak zorunda olan, mutfak masrafının karşılamak zorunda olan bir aile ödemesi gereken borçlarını ödeyemediyse bunun gibi kişilere af olabilir. Olmalıda.
Fakat yapılacak olan bu afin bir hesabı, bir zamanı olmalı. Kesinlikle seçime sayılı günler kala olmamalı. Hatta seçime sayılı günler kala iktidar tarafından değil, seçimden sonra yeni iktidar tarafından yapılmalı. Maddi olarak yapılacak olan afin bütçeye ne getirir, bütçeden ne götürür tartışıldığını da düşünmüyorum.
Ayrıca afı yapacak olan iktidar öncelikle halkı suça iten ortamları ortadan kaldırmak olmalı. Yinede biri suç işlememişse o suçda işleyen tarafından çekilmeli.
Eğer yinede bir af gerekiyorsa seçime sayılı günler kala olmamalı. İş yeni gelecek iktidara bırakılmalı.
Dün bana acımadan, sudan nedenler ile ceza verenler bugün seni af ediyorum diyorsa altında yatanları iyi düşünmek gerekir. Ceza vermişsen bir suç var demektir. Neden af ediyorsun? Bu düşüncen köprüyü geçene kadar olmasın.
Yıllar önce bir gazeteciden duymuştum. "Keser gibi olma hep bana hep bana, rende gibi olma hep sana hep sana, testere gibi ol bir sana bir bana" demişti. Eğer yapılan af bir sana bir bana şeklinde olacaksa amenna.
Suçluyu af etmekte suçtur. Gerçi bu iktidar dün yanlış dediğine bugün doğru diyebiliyor.
Oyunuzu kullanırken genel durumu düşünerek, bu duruma nasıl geldiğimizi düşünerek, çocuklarınızın geleceğini düşünerek oy kullanmaz dileğim ile.
Mustafa Gürleyen (27.01.2023)