Çalışanlara ve emeklilere zorunlu olarak yapılan maaş artışları, daha hesaplara yatmadan, bütün mal ve hizmetlere dolu yağar gibi zam yağdı. Ekonomistler ise bu daha iyi günleriniz diyor. Esas tufan sonra gelecek. Yerel seçimler sonrasını düşünmek ürkütücü deniliyor.
Hani "verin yetkiyi ,görün etkiyi" denmişti! Anlaşılan emekli ve emekçi nasıl yolunacakmış, ülke kaynakları birilerine, birilerinin siyasi hesaplarına nasıl peş keş çekilecekmiş, etki buymuş.
2023 yılının ilk 6 ayında maaşlarımız ortalama yüzde 52 eridi. 1 Temmuz'dan itibaren gelen zamlar alım gücümüzü çok düşürdüğü apaçık ortadayken, emeklilerin çok az bir kısmına yansıyacak olan yüzde 25 artış kabul edilebilir değildir. Halihazırda, kesin sayısı açıklanmamakla birlikte, sayısı 9 milyon tahmin edilen emeklinin 7500 lira civarında maaş aldığı ve emeklilerin çok önemli bir bölümünün kök maaşları da 7500 liranın çok altında olduğu biliniyor.
Yapılan yüzde 25 emekli maaş artışları, kök maaşlar üzerinden olacağından bu arkadaşlarımızın çoğunluğunun maaşları hiç artmayacaktır. Az bir kesiminde maaşları çok cüzi miktarda artacaktır. Torba yasaya bakılırsa EYT' lilerin de maaşlarında bir artış olmayacaktır.
Zam furyası şimdiden ortalığı kasıp kavuruyor.
Dün maaş artış taleplerimizi bugün güncellemek zorunda kaldığımız garip bir sosyo ekonomik sistemle karşı karşıyayız. 7 Temmuz'da en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine yükseltilme talebimizi, yeni zamlardan dolayı 8 Temmuz'da 15.000 lira olarak revize ediyoruz. Ne yazık ki çok sayı da, hatta çoğu emeklilerin maaşlarında tek kuruş artış olmadan 7500 liraya talim edecekler.
Artık emeklileri iş kur kapısında iş ararken, yükselen gıda fiyatları nedeniyle aş evi kapılarında, akşamları pazar artıkları toplarken pazar yerlerinde sık sık göreceğiz. Hatta kayıt dışı, çok kötü koşullarda, köle ücreti ile çalışmalarına daha çok tanık olacağız. O da iş bulunabilirse.
Artık belediyelerin emekliler içinde aş evleri açmaları gerekecek. İktidardan umudunu kesen emekliler, belediyelerin emeklilere sahip çıkmasını bekler oldu. Çünkü iktidar emeklisine sahip çıkmıyor.
Utanılacak bir durum. Bütçeyi talan edenler, kur korumalı mevduatlara, dolar garantili ihalelere, yandaşlara, cemaatlere para aktarmada teklemeyenler, emekliye gelince kırk dereden su getiriyorlar.
Nasıl olsa seçim geçti diyerek faturayı halka yıkıyorlar. Bu güruhun yeniden iktidar olmasından dolayı emeklilerin payı ne kadardır? Bilinmez. Ancak bu durumda emekliler sorumlu tutulamaz. Ne yazıktır ki yeni despotizm sistemi algı yaratarak, bütün devlet gücünü kullanarak, toplumsal rıza üreterek iktidarını sürdürüyor. Bu toplumsal rızanın, derin toplumsal yoksulluk yaratacağı anlaşılana kadarda "atı alan Üsküdar'ı geçiyor."
Tek sosyalleşmeleri parkta aç susuz paydaşları ile oturmak olan emekliler isyandadır. Utanması gerkenler utanmadıkça, yapılması gerekenler yapılmadıkça, emeklinin çilesi bitmeyecektir.
Buradan emeklilere sesleniyoruz. Örgütlenin. Güçlü bir örgütlenme olmadan iktidar emeklileri yok saymaya devam edecektir.
Tüm Emeklilerin Sendikası, günlerdir emeklilere reva görülen bu derin yoksulluk ve haksızlığa karşı demokratik tepkilerini hayatın her alanına yayarak kamuoyunu bilgilendiriyor ve iktidarı uyarıyor. Uyarılarımız ve etkinliklerimiz kesintisiz sürecektir. İnsanca yaşama hakkımızı alana kadar demokratik zeminde fiili ve meşru mücadelemiz devam edecektir.
Emeklilerin taleplerini daha güçlü seslendirmek için bütün emeklileri, emekli örgütlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Sen yoksan olmaz kardeşim. Sensiz asla olmaz.
TÜM EMEKLİLERİN SENDİKASI GENEL MERKEZİ
Not: Bu yazıyı ben yazmadım. Emeklilerin çilesini anlatan bu yazıyı sizlerinde okuması için alıntı yaptım.
Mustafa Gürleyen (11.07.2023)