Yayın Tarihi:07 11 2023 12:08(472)

Modern Çağın Büyük Sorunu: Erteleme Hastalığı

Erteleyen kişilerin genellikle kendilerini yargıladıklarını duyarız. 'Kitap okumak istiyorum ama başlayamıyorum' , 'Çalışmam lazım ama kısa süre içinde sıkılıyorum' , 'Konuşmak istiyorum ama geçiştiriyorum' gibi söylemler 'Ben artık hiçbir şey yapamıyorum veya 'Yapmak istemiyorum' gibi cümlelere çevrilebilir.

Ne kadar bu yapmak ve yapamamak arasında dönen bir kısır döngü gibi gözükse de iç seslerinde genellikle tek bir ses vardır. 'Bir şeyleri yapmalıym ve başarmalıyım.' Bu doğrultuda kişi sadece eylem halinde oldukça, yaptıkça ve iyi sonuçlandıkça başarılı olacağını düşünür. Kişi bazen başardıkça, iyi yaptıkça, hiç durmayıp eylem halinde oldukça sevileceğini düşünür. Bazen bir şeyi yanlış veya hatalı yada hiç yapamıyor olmanın da kişiye birçok şey kazandırdığını göremez ve bir başkasını mutlu etmek, görülmek veya duyulmak için çaba harcar.

Erteleyen kişilerin hiçbir eylemde bulunmuyor olmaları demek hiçbir şey yapmıyor, düşünmüyor veya tembeldir anlamına gelmez. Tam aksine zihnen sürekli koşturan ve 'Bir şeyler yapmalıyım' fikrinde olan kişi zamanla yorgun düşer ve eyleme geçemez hale gelir.

Yapmak istediğimiz şey bize ne oluyor da külfet geliyor? Bu soruya verilecek en güzel cevap yine bir sorudur aslında. ' Ben gerçekten bunu istiyor muyum?' Çoğu kişi yapılması gerektiğini düşündüğü için kitap okumak, spor yapmak, para kazanmak, evlenmek vs. istiyor. Hayat bir ihtiyaç karşılama halidir. Bu eylemleri yaparken gerçekten ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyor muyuz yoksa bunu yapılması gerektiğini düşündüğümüz için mi yapıyoruz?

Ailemiz ve çevremiz tarafından sürekli olarak yapılması gereken şeyler hakkında bir liste gelebilir. Yapmaya niyetlendiğimiz şeyi 'ne için?' veya 'kimin için ?' yapıyoruz soruları da bize yeni kapılar açabilir. Örneğin sporu sağlığımız için ve rahatlamak için yapmak yerine sadece güzel görünme niyeti için yaptığımızda spor amacını yitirmiş olabiliyor. Kişi bir başkası üzerinden kendilik algısını düzeltmeye çalıştığında yorulup bırakabilir. Aynı zamanda istediği sonuçları göremediğinde insanların hakkında ne düşündüklerini çok fazla düşünüp kendini yargılayabilir. Başka bir örnek verecek olursak karşımdaki kişiyle konuşmak istiyorken bundan kaçıyorsam konuşmaya yüklediğim anlamlara odaklanmam gerekebilir. Konuştuğumda üzüleceğini veya kızacağını düşünüyorsam veya konuşmanın sonunun iyi bitmeyeceğini düşünüyorsam o konuşmadan uzaklaşabilirim. Oysa konuşmaların sonu tartışma olabilir ve üzüntü ile sonuçlanabilir. Her konuşma istenilen iyi olma halinde bitmeyebilir. Sürekli bir kar gütme çabasında olarak bir şeye iyi bitecekse başlama hali kişinin hayatından doyum almasını engelleyebilir.

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,''' Günümüzde sürekli olarak eylem halinde olmanın başarı olarak kabul gördüğü bir dünyada sürekli olarak 'işe yaramalıyım' hali bireyleri ya çok çalışıp yorulmaya yada hiç başlamayıp ertelediği için zihnin sürekli yorulmasına itebilir.Amaç sürekli başarmak veya iyi olmak olduğu için kişi tedirgin olabilir. Kendimiz için yapmak yerine başkası için yapmak, güzel sonuçlansın diye harekete geçmek kişiyi kaygılandırabilir. Bu da eyleme geçmek yerine kişiyi eylemden uzaklaştırabilir. Erteleyip kendimizi yargılamak yerine erteliyor olmanın bizim için anlamına odaklanmak daha sağlıklı olacaktır. Bu şekilde işe başlayamadığımızda kendimizi yargılamak yerine ihtiyacımız doğrultusunda eyleme geçebiliriz.Yolda giderken pek çoğumuz navigasyon açıyoruz. Yanlış yola girdiğimizde uygulamadaki ses ' Sen yapamıyorsun, hadi çabuk düzelt, yanlış yapmamalısın' şeklinde yargılayıcı bir ses tonunda konuşmuyor. Onun yerine ' Yeni rota oluştuldu'diyor. Her zaman yeni bir yolun olduğunu ve her yolun acısız, problemsiz olmayacağını ve bunlarında sorumluluğunu almamız gerektiğini kendimize hatırlatmamız eyleme geçmemizde yardımcı olacaktır.''dedi.

Facebook'ta Paylaş

Yorumcuların dikkatine! Yasal Uyarı!

  1. Yorumlarınızı anlaşılır bir dille ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak özenle yazınız. BÜYÜK HARF kullanmayınız. Tekrar okuyarak yanlışlarınızı düzeltiniz.
  2. Anlaşılmaz kısaltmalar yapmayınız.
  3. Lütfen yorumlarınızda terbiye dışı sözler kullanmayınız.
  4. Yazılan yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Sonradan pişman olunacak hukuki sorunlarla karşılaşmamak için kişi veya kurumlara yöneltilmiş olan eleştirileriniz hakarete varmasın.
  5. Yorumlar denetlendikten sonra yayına verilecektir.
  6. Yazılarımızda yanlış ya da kusurlu bir konu bulunursa bunu lütfen bize bildiriniz.

Yukarıdaki Sözleşmeyi/Uyarıları kabul ediyorum.
'Evet' Yazın:
İsim:
E-mail: (isteğe bağlı)




Beni Unut

80 İhtilali ve Kays Parmaksız…


Sizce Ne Yapmalı...


Öncelik ekonomide


Hisar Tuğla Eleman Aranıyor İlanı


2024 Boyabat Yerel Seçim Sonuçları (31 Mart 2024)


Siyaset Kazanı Yerel Seçim 4- Mart 2024


2024 - 1445 Ramazan İmsakiyesi


Şafak Akça yazdı: Ayrıştırılan eğitim, farklılaştırılan gençler


Boyabat Gazetesi Berat Kandili Mesajı


Boyabat'ın 2023 yılı nüfusu belli oldu


Mutlu Yıllar


Burası Boyabat Göreceğiz!


Boyabat İYİ Parti İlçe Teşkilatı, Yeni Eğitim ve Öğretim Yılı Mesajı


AKP iktidarı, hangi ekonomik program hedefini tutturdu ki?


e-Seçim Sistemi


Türkiye'de, sosyal adalet gereği zamlar yapılıyor!


Vergi Bağlandı


Sallım Çorba


Bazı Haramlar -2


86 yıllık bir fotoğraf


Yılmaz Özdil şehit dedelerimizin dünyanın nerelerinde yattığını


Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası Tanıtım Videosu


8-9 Şubat Boyabatta Kar Yağışından Görüntüler


5 bin - 30 bin TL'yi aşan faturaların GİB Portalından e-Arşiv olarak Düzenlenmesi


Müjde…. Hadi Hayırlı Olsun


Fevkaladenin Fevkinin de Fevkinde


Yazı ve Haberleriniz İçin:
boyabatgazetesi@boyabatgazetesi.com
haber@boyabatgazetesi.com
adreslerine E-posta gönderebilirsiniz.
Mayıs ayı ziyaretci sayısı:

63931


Tasarım:DtGaNi