Toplum mühendisliğinin en önemli unsurlarından biri, şüphesiz ki eğitimdir. Ben en önemlisi gördüğüm eğitim, öğretim ve sisteme bir vurgu yapmak istiyorum. Anlatılan tarihin gerçekliliği, gereksizlik ve yanlışlarıyla da şu an ilgilenmeyeceğim. Bu bilgilerin doğruluk ya da yanlışlıkları belge ve bilgilerle düzeltilebilir, ya da ilim adamlarının işi diyelim. Ben ce en önemlisi; Bu milleti ve toplumu oluşturacak olan bireylerin eğitim çağındayken, iş hayatına, ticaret hayatına, sosyal hayata, çevreye ve aile hayatına mutlaka eğitimle hazırlanmaları gerekmektedir.
Zorunlu eğitime de geçilmişken ilk dört yıllık eğitim döneminde görev alan başta öğretmenler olmak üzere, okullarda görevli diğer görevlilerle kantin vb görevlilerinin dahi formasyonlarına ilaveten çocuk psikolojisi üzerine alacakları ilave takviye eğitimlerin de daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Fiziki mekan düzenlemeleriyse doğru ama tek başına zaten yetersizdir. Rehberlik Danışmanlık hizmetleriyse daha fonksiyoner hale getirilmek zorundadır.
Bu orta öğretim için de, Lise öğrenimi için de geçerlidir.
Öğrencilerin ise ergen psikolojisi ve özellikle de lise çağındaki öğrencilerinse gençlik psikolojisinin yanında, onları iş hayatı, aile hayatı, yüksek eğitim ve sosyal hayata da hazırlayan müfredat , ders ve eğitimlerle toplumun yetişkin bir bireyi olmalarını sağlamak gerekmektedir.
Tabi bu arada; öğrencilerin yeteneklerine göre de branş seçimleri ve kabiliyetlerine göre de yönlendirilmelerini sağlayarak, yeteneklerinin değerlendirilmesini ve bunun kamusal alt yapısının da hazırlanmasını, kurumlar arası koordinasyonun da yasal zorunluluk haline getirilmesini sağlamak gerekmektedir. Bu söylediklerime spor, sanat ve diğer benzeri alanlar da dahildir.
Halk Eğitim Müdürlükleri vb kurumlar da kesinlikle aktif hale getirilmeli, toplumsal ihtiyaçlara göre de eğitim ve öğretim temelli faaliyet göstermeleri mutlaka sağlanmalıdır.
Maalesef bugün kurulan 100 yuvadan 47 sinin boşanmayla sonuçlandığı bir durumla karşı karşıyayız. Yüzde 30 civarında da sıkıntıyla yürüyen, aile baskısı, çevre baskısı ve çocuklar hatırına yürüyen evlilikleri de sayarsak toplum açısından çok ciddi , hatta vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görmezden gelmek mümkün değildir.
Bunların sonrasında yaşanan kadın cinayet ve vahşetleriyle, kişilik bozukluğu ve yetersiz eğitimin neden olduğu toplum terörünü de bunlara ilave edersek, nasıl bir sosyal hayata gençlerin, bireylerin acilen ve öncelikle eğitimle hazırlanması gerekmekte olduğunu göz ardı edebilir miyiz?
Sosyal politikaların gözden geçirilmesi, aileler, sorunlu bireyler ya da sorumsuz fertlere yönelik, daha doğrusu toplumun bütün kesimlerini kuşatacak şekilde ivedilikle ve çok ciddi olarak rehberlik, danışmanlık, tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarının da bilimsel temelli yapılması gerekmektedir. Oda ve STK.lara da bu konuda çok ciddi sorumluluklar düşmektedir. Suç, Ödül ve Ceza sisteminin de mutlaka doğru ve yerinde kullanılması zorunluluğu vardır.
Çalışma hayatına, ticaret hayatına ve sosyal hayata da hazırlayıcı alt eğitimlerin de mutlaka eğitim çağında ve gereken oranda müfredatla verilmesi gerekmektedir. Bu konularda da adet yerini bulsun mukabilinde ki ders notlarının ötesinde, çok ciddi bilimsel temelli çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Konu aslında toplumun en ciddi ve en önemli konularından biri olduğu için fazla detaylandırmadan, eğitimle ilgili bölümü üzerinden bir paylaşımda bulunmak istedim.
Burada yazdıklarımı Milli Eğitim Bakanı ve yetkilileriyle diğer İlgili makamlar okuyacak değil elbette;
Fakat; İktisatta bir kural vardır; “HER ARZ KENDİ TALEBİNİ OLUŞTURUR.” Mantığında olduğu gibi,
Bizler de umuyorum ki; tersinden oluşturacağımız sosyal baskılar la ilgilileri ve siyasileri harekete geçirip,
Öncelikle; Eğitim yönünden, sonrasında ise kitle iletişim araçları, basın medya, radyo, tv vb.gibi alanlarda yapmaları gerekenler ve sağlıklı bir toplum için atılması gereken adımları atmalarını sağlayabiliriz.
MUTLU, HUZURLU, BAŞARILI, RUHEN VE BEDENEN SAĞLIKLI BİR TOPLUM İÇİN Saygılarımla.
Kaynak: Boyabat Haber Gazetesi