Herkesin bildiği gibi köpek-insan ilişkisi çok eskilere dayanıyor.
“Arkeologlar 14 bin yıl önce insanların köpekleri sahiplerinin yanına gömdüğünü bulmuştu. Köpeklerin insanlar tarafından evcilleştirilen ilk hayvan türü olduğuna dair çok sayıda kanıta rağmen köpeklerle ilişkimizin kökeni hâlâ çok tartışmalı bir konu.
İnsan-köpek ittifakının ilk olarak 15.000 ila 40.000 yıl önce Avrupa veya Asya'da nasıl başladığına dair iki ana rakip teori var. Türler arası sahiplenme teorisi, tüm köpeklerin ortak atası olan tarih öncesi gri kurtları, yanlışlıkla evcilleştirdiğimizi söylüyor. Bu teoriye göre insanların bu kurtların yavrularını evcilleştirmesi köpeklerin ortaya çıkmasını sağladı." (1)
Köpekler can dostlarımızdır.
Dostlukları da arkadaşlıkları da hiçbir zaman eskimez. Sahiplerine karşı oldukça sadıklardır.
Yeri gelir av arkadaşı, yeri gelir yük taşıyıcısı, yeri gelir iyi bir muhafız olur. Hatta yeri gelir engelli bireyler ve emniyet görevlileri için iyi bir kılavuz olur.
İnsanlara yararlı katkılarından dolayı ailelerin bile gündelik yaşamda ayrılmaz bir parçası olur. Evdeki ölüm sessizliği onların sayesinde capcanlı bir hayata dönüşür.
Bir dönem eşinin işi dolayısıyla Libya'ya giden ve orada yaşayan Zeynep Özal, arkadaşı Cemile'nin hediye ettiği köpek de olmasa kendini çok yalnız hissedeceğini anılarında anlatır. (2)
Öyle bir an gelir ki ıssız ve sessiz yerlerde yaşam belirtisi olur köpeklerin varlığı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban” isimli romanında anlatıldığı gibi…
“Aha bizim köy ...
Diye bağırdığı vakit, bir süre, boş yere etrafını araştırdım, hiçbir şey göremedimdi.
Neden sonra, Mehmet Ali'nin işaret ettiği tarafta bir karaltı seçer gibi olmuştum.
Tek bir ışık yoktu. Yalnız uzaktan uzağa köpekler havlıyordu. Bu sesler, ıssız Anadolu ovalarının ortasında, tek yaşantı belirtisidir.” (3)
Rusya-Ukrayna savaşında Kiev`in eteklerinde Bucha`da bir evde öldürülen yaşlı bir kadının cesedinin yanında bir köpeğin durduğu haber sitelerinde yer aldı. Vefalılık, içten bağlılık bu olsa gerek.
Çocukların köpeklerle unutulmaz hikâyeleri vardır. Doğal, içten ve macera dolu. Köpekler çocukluğumuzun ayrılmaz parçası. İnsanların en iyi dostu köpekler, hele hele çocukların.
Bizim de çocukluğumuzda çok sevdiğimiz iri ama bir o kadarda sevimli Kangal cinsi bir köpeğimiz vardı. Evimizin giriş kapısın önünde başı ön ayaklarının üzerinde yatardı. Sanırdınız ki uyuyor. En ufak bir seste gözünü açar, kafasını yukarı doğru kaldırır, hafifçe sola çevirir, sesin geldiği yere odaklanırdı. Yakınında ve etrafında neler olup bittiğini anlamaya çalışırdı.
Çetin geçen bir kış gününün gecesinde açlıktan olsa gerek köye gelen kurtlarla komşumuzun samanlığında saatlerce boğuştuğunu duyduk. Ürkütücü hırıltı sesleri saatlerce sürdü. Sabaha karşı bir sessizlik hâkim oldu.
Karanlık gidip ortalık aydınlanmaya başlayınca ilk işimiz samanlığa koşmak oldu. Kapıyı açtığımızda bir de ne görelim. Her yerde kan izi var. Gördüğümüz manzara korkunçtu. Vahşi kurt sürüsü o gece bizi koruyan, bekçiliğimizi yapan vefalı ve sadık köpeğimizi önce yaralamış, sonra da paramparça etmişlerdi.
Uzun yıllar olayın üzüntüsünü yaşadık, hatıraları hep bizimle bugüne kadar geldi.
Kaynak:
1. bbc.com/turkce/haberler-dunya-60618282)
2. Zeynep Özal, Bir Kadın Birkaç Hayat, Müge Anlı
3. Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu