Ülkede yaşanan her deprem sonucunda müteahhit günah keçisi olur. Nasrettin hocanın dediği gibi hırsızın hiç mi suçu yok. Gerçekten tek suçlu müteahhit mi? Yoksa……….
Yıllarca Kaymakam lojmanı karşısındaki binada ikamet ettik. Ne zaman ki müteahhatliğe başladık binanın çürük olduğunun farkına vardım. Canlı yaşayamaz kardeşim o binada. Bina değil resmen ölüm makinası. Taşınmaz sahiplerini de konu hakkında birkaç kez bilgilendirdim. Ama nafile İMAM BİLDİĞİNİ OKUYOR..
Tek suçlu müteahhit mi?... Hayır…Müteahhatliğimizin ilk yıllarında PAPUÇ TEMEL uygulaması vardı. Yani mühendisler proje aşamasında bu sistemi uygulardı. Sonradan MÜDEMADİ TEMEL uygulamasına geçildi. Deprem yönetmenliği sonrasında da RADYE TEMEL uygulamasına geçildi. Bu aşamaların müteahhitle asla bir alakası yoktur. Müteahhit mühendisin projesini uygular ve uygulamak mecburiyetindedir. Zaten projelerde belediye onaylıdır. Denetim müessesi BELEDİYELERDİR.
Gelelim asıl meseleye…. Şu an ki uygulanan RADYE TEMEL e göre önceki yıllarda uygulanan PAPUÇ TEMEL hani derler ya bebek oyuncağı diye aynen o konumda. PAPUÇ TEMEL üzerine kurulmuş bir bina resmen ölüm makinası. MÜTEMADİ TEMEL ise PAPUÇ TEMEL e göre bir nebze dayanıklı. 1999 deprem yönetmeliğinden sonra uygulanan RADYE TEMEL ise günümüzde olmazsa olmaz denen bir temel sistemidir.
Peki binaların sağlamlığı sadece temel ile mi ölçülür. Hayır.. TEMEL kadar TAŞIYICILARDA çok önemlidir. Deprem yönetmeliğinden önce kurulu tüm binalarda TEMEL gibi TAŞIYILARDA çok zayıf. Zayıf derken bu zayıflığı müteahhit ile bağdaştırmasın kimse. Çünkü müteahhitin yaptığı her bina onaylı projedir.
Peki müteahhitin hiç mi suçu yok? Deprem yönetmenliği sonrası bir bina depremde hasar görüyorsa öküzün altında buzağı aramak farzdır. Bu durumda iki şık öne çıkar. Ya binanın yapımında eksik malzeme kullanılmıştır suçlusu müteahhittir ya da zeminde hata vardır. Bu ne anlama geliyor. Her yıkılan binada müteahhit suçlu olmayabilir. Bu durumda suçluyu farklı kulvarda aramak gerekir.
İlçemizden bir örnek………. Malum ilçemizdeki 11 katlı binalar için yaptığım hukuk mücadelesi herkesçe bilinmektedir. Sonuç?... Hukuka yenildim. Hakkında yıkım kararı olan binalar İMAR AFFI ile kurtuldu. Resmen o binalarda imar yasası cinayeti işlendiği halde ben yıllarca yaptığım mücadele ile baş başa kaldım.
Farklı örneklerde vermek istiyorum………. Turgut Özal hükümeti döneminde ilçemizde bayağı bir kooparatifleşme oluştu. Çamlıca ve Yıldız mahallesi o dönemlerde kuruldu diyebiliriz. O dönemde yapılan bu binalara sağlam ve dayanıklı demek cinayettir. Bu binalar için acil tedbir alınması gerekir.
Oturduğum evin yanında ikamet eden komşuma ikamet ettiği binanın sağlam olmadığından bahsettiğimde binasının çok sağlam olduğu tezini savundu. Yine alt tarafımdaki binada ikamet eden komşularıma binalarının sağlam olmadığını söylediğimde ‘’Burayı şu meşhur usta yaptı o çürük yapmaz’’ cevabını aldım. Ne vahim bir tablo resmen deprem ile dalga geçiyoruz.
Yine müteahatlik yaptığım dönemde ‘’Daireye çok istiyorsunuz. Aynı paraya Çamlıca mahallesinden iki daire alırım veya aynı paraya Çamlıca mahallesinden bir daire bir de altıma güzel bir araba çekerim’’ diyen nice kişi biliyorum..
Son söz…. Kusur ve kabahati sadece müteahhitte aramayalım. Tabi ki hırsız müteahhitler olabilir. Ama bunun sorumlusu yine yetkililerdir. Deprem olunca ah vah… Sonra!..…Herkes yine kış uykusu moduna geçiyor. Ülkede balık baştan kokmuş. İMAR YASASI'nı uygulamaya koyan devlet, aynı yasayı İMAR AFFI ile devre dışı bırakıyor. Bu ne yaman çelişki….
Dipnot…. Atalarımız yeni ev alanlar için ‘’Ev alma komşu al’’ demiş. Bende yeni ev alacaklar için mezar alma yuva al diyorum…… Ev almadan önce belediyeye giderek kalite kontrol yapınız….
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM SAYGILAR………