Deprem uzmanlarının aylardır, hatta iki yıldır bölgede yıkıcı bir depremin olacağına dair hazırladıkları deprem raporlarını elinizin tersi ile ittiğinizi mi not aldınız?
AFAD ve Kızılay’ın depreme hazırlık stoku olmadığını mı?
Siz hiç merak etmeyin, depremde ölen 42 bin vatandaşların yasını tutan 84 milyon insanımızda notlarını aldılar, defterlerini tutuyorlar.
Depremin 17’nci günündeyiz, deprem bölgesinde çadır sorunu hala devam ediyor. Deprem bölgesinde bulunan Kılıçdaroğlu, “Çadır sorununu çözemiyorsanız bırakın biz çözelim” diyor.
Çadır ve diğer insanı ihtiyaçları çözemiyorsanız, bırakın çözsünler neden engel oluyorsunuz?
Tek, tek not alıyorlarmış!
Deprem bölgesindeki çaresizliği dile getiren, gazeteci, TV'ler, vatandaşlar, hain, yalancı, iftiracı öyle mi?
TV kanalları, gazeteler, internet siteleri deprem haberi yapmayıp ta ne yapsaydılar. Deprem bölgesindeki, vatandaşların çaresizliğine rağmen iktidarı takdir edici haberler mi yapsaydılar?
5 bin 500 lira emekli maaşı ile açlık sınırının altında yaşayan emekliler, 8 bin 500 lira asgari ücretliler de not alıyor.
Hani Avrupa ülkeleri Türkiye’yi kıskanıyordu?
İddia ediyorum, bu ülkenin sivil toplum kurumlarına, vatandaşlarına engel olmadan deprem bölgesindeki organizasyonu bu millete bırakılsaydı daha başarılı olur, deprem bölgesinde hiçbir vatandaşımız, aç, susuz, barınaksız kalmazdı.
Neden ilk 48 saatte her şehirde arama kurtarma çalışmaları başlamadı? Gecikme nedeniyle kaç vatandaş enkaz altında hayatını kaybettiğinin de notunu aldınız mı?
Yıllar önce, 18 Mart 1953 tarihinde yılında Gönen depremini yaşayanlarla yaptığımız sohbette, “Allah öyle bir felaket daha göstermesin. Deprem yatsı namazından sonra oldu. Hepimiz panik içerisinde oraya, buraya koşuşturmaya başladık. Çaresizdik. Havanın aydınlanması ile askerlerimiz deprem bölgesinde arama, kurtarma çalışmalarına başladılar. Askeri helikopterler havadan gıda yardımları attı. Devletimiz bütün gücüyle yanımızdaydı.” diye konuşmuştu.
Aradan 50 yıl geçiyor, günümüz teknolojisine, ekonomik gelişmelere rağmen, deprem bölgesinde 42 bin vatandaşımız ölüyor, halk mağdur.
İster kabul edin, ister kabul etmeyin, AKP’nin Yeni Türkiye’si deprem doğal afette 50 yıl geride!
Deprem bölgesinde vatandaş, Kızılay, AFAD nerede diye soruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden muhalefete, sokak kavgasında çocukların bile söylemeyeceği; “Be namusuz, be ahlaksız, be adi” sözleri Türk siyaset dilinde yeni bir çığır açtı.