AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, her genel ve yerel seçim öncesi seçmenlerden, “Çıraklık, kalfalık, ustalık” dönemleri söylemleri ile oy istedi. ”Türkiye ekonomisi uçacak, kişi başı milli gelir 25 bin dolar olacak, dünya gelişmiş ülkeler arasında ilk ona girecek” söylemlerine inanan seçmenlerin büyük çoğunluğu oy vererek AKP’yi 21 yıldır iktidar koltuğunda oturtuyor.
Türkiye, vatandaşının gelir dağılımı, dış borçlanmadı Afrika ülkelerini solladı. Böyle giderse yoksullukta tek rakibimiz Somali olacak her halde…
Durmak yok, açlığa, sefalete, yoksulluğa devam…
İktidara yakın bir avuç insanın ekonomisi uçarken, vatandaşa sabır ve şükür etmek düştü.
Ülke iflas noktasına gelmiş, iktidar hala yapacağız, edeceğiz masalları ile uyutmaya devam ederken, iktidara yakın medya ise Türk ekonomisinin uçtuğunu iddia ediyor.
Ülkedeki yoksulluğu ortaya koyan en güncel veri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca paylaşıldı. Bakanlığın sosyal yardım verilerine göre bu yılın ilk 6 ayında, aşırı yoksulluk çeken hane sayısı 3 milyon 615 bine yükseldi.
Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan ekonomik kriz kaynaklı derin yoksulluk on milyonlarca yurttaşı etkiliyor. Sosyal yardımlara yönelik hemen her yeni veri, yoksulluğun ulaştığı çarpıcı boyutu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılının ilk yarısına yönelik verileri milyonlarca hanenin yoksulluğa adeta hapis olduğunu ortaya koyuyor. Aileler artık çocuklarına bakamaz, evini geçindiremez hale geldi.
AKP iktidarı, 21 yıllık iktidarı döneminde, ülkenin üretim yapan 200’ün üzerinde kamu kuruluşunu gerçek değerine bakmadan mirasyediler gibi sattı. Bir türlü ekonomiyi uçuramadı. İktidara geldiğinde Türkiye’nin iç ve dış borcu 200 milyar dolardı, yaklaşık bir trilyon dolara çıkarmayı başardı.
Evet, Londra’da ve Türkiye’deki tefecilerin bir avuç insanın ekonomisini uçurdu.
Ülkede satacak, kamu kuruluşu kalmayınca, Özelleştirme İdaresi; 4 ülkeden daha büyük ülke arazisini satışa çıkardı!
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, özellikle denize kıyısı olan bölgelerde yer alan hazine arazilerini satışa sundu. Toplam büyüklüğü 30 bin 668 kilometre olan arazilerin yüzölçümü Belçika’nın, Arnavutluk’un, Slovenya’nın ve Makedonya’nın yüzölçümlerini aşıyor. Arazi satışlarında yabancı alıcılarının payının gittikçe büyüdüğü dikkati çekerken bu adımın ekonomik dengenin yeniden sağlanması için atıldığı öngörülüyor.
Arazilerin yabancılara satışı konusunda da dikkate değer bir artış gözlemleniyor. 2003 yılında yürürlüğe giren ve yabancılara toprak edinimini kolaylaştıran 4916 Sayılı Kanun’un ardından, yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’den satın aldığı arazi miktarı ciddi bir şekilde arttı.
Parsel, parsel Ankara’yı yer altı, yer üstü madenlerini sattıktan sonra sıra Türkiye’nin topraklarını, parsel, parsel satmaya geldi.
Türkiye’nin topraklarını kimin aldığı hiç önemli değil, yeter ki sıcak para gelsin de kim alırsa alsın…
Sözde, Milliyetçi, Ülkücüler, cadde ve sokaklarda, gece, gündüz demeden arabalarındaki müzik çalarları sonu kadar açarak; “Baş koymuşum Türkiye’min yoluna düzlüğüne, yokuşuna ölürüm” türküsü’nü çalıyor ve koro halinde söylüyorlar.
Bu nasıl bir çelişkidir. Ülke toprakları satılıyor, AKP iktidarında Ege’de 18 Türk Adası Yunanistan’ın işgalindeyken…