Babaların Nasihati Olurda Annelerin Olmaz mı …………..

Ben yaşta olup da annesinden terlik ve süpürge yemeyen var mı?

İmkansız…………

Bizleri biz yapan işte bu aile terbiyesidir. Ya günümüz……………..

Dünyanın var oluşundan günümüze kadar ki süreç içerinde insanoğlunun var olduğu her yerde insanlık dışı olaylar yaşanmıştır. Lakin günümüz geçmişi mum ile aratır oldu.

Bizim çocukluğumuzda da toplumun huzurunu bozan bireyler vardı. Ama bir elin parmak sayısı kadardı. Bunlarda halk tarafından dışlanırdı. Varsa komşuluk ilişkiler kesilirdi. Adalet gereken cezayı da verirdi. Aynı şehirde barınamayıp farklı şehirlere göç edenler olurdu. Ya günümüz……………………..

Günümüze geçmeden önce annemin çocuk eğitimi ilgili uygulamasından bahsedeceğim.

Günümüzde mesire alanı olarak kullandığımız Kalebağı'na çocukluk döneminde gitmek mi, kıçın yiyorsa git bakalım. Kıç derken annemin şu sözlerini de aktarmadan geçmeyeceğim. Kalebağına gitmek, çayda yıkanmak yasaktı. Buralar söz konusu olduğunda annem ‘’BAK KIÇINA MUM KOYDUM ORALARA GİDİP DE MUMU DÜŞÜRME DÖVERİM SENİ’’ derdi. Sözü pek kavramasak da oralara gitmeye çekinirdik veya gidersek de bedeline katlanırdık. Aslında böyle bir uygulama yoktu ama amaç gözdağı vermekti.

Akşam ezanından evvel efe isen eve girme, terlik ve süpürge kapıda seni bekliyor. Önce tozun alınacak sonra eve gireceksin.

Eve sana ait olmayan bir şeyle geldin onun mutlaka hesabı sorulur. Sokakta buldum gibi bahaneler asla olamaz. Gerçek ortaya çıkana kadar terlik kıçının tozunu alırdı. Kulaklar da  birkaç milim uzardı.

İzinsiz bir yere gitmek, izinsiz bir şey yapmak. hakkında hemen mahkeme kurulurdu.

Genelde mahkeme sonucu cezası tek ayaküstü dakikalarca bekletilmek olurdu.

Ah anam ah …. Mekanın cennet olsun.

Şimdide geçmiş ile günümüzü kıyaslayalım.

Gün yok ki birileri hakkında ahlaksız bir şeyler duymayalım. Kimin eli kimin cebinde ortalık toz duman. Resmen toplum olarak ahlak çöküntüsü yaşıyoruz. Yazarken utanıyorum bu nedenle fazla detaya girmeyeceğim.

Diğer önemli konu ise ‘’Eve sana ait olmayan bir şeyle geldin mi mutlaka hesabı sorulur.’’ demiştim.

Ya günümüzde….

Bir aile düşünün anne ve babanın Kur'an-ı Kerim elinden düşmüyor, alnı secdeden kalkmıyor. Evin oğlu ise harama bulaşarak ciddi boyutta servet ediniyor. Bir anda yaşam kalitesi yükseliyor. Bu değişimi gören anne ve baba "Değirmenin suyu nereden geliyor" diye yargılamadığı gibi aynı değirmenin suyundan kana kana kendileri de de içiyor.

Burası Boyabat herkes herkesi iyi tanır. Birkaç yıl öncesine kadar maddiyatı zayıf olan kişilerin günümüzde büyük servet sahipleri olduklarını duyuyoruz ve görüyoruz.

Kimsenin servetinde gözümüz yok, lakin haksız kazanç sağlayanları da sorgulamak hakkımız ve görevimiz değil mi….

Ne tuhaf bir milletiz. Üç kişi bir araya gelince bu tür olumsuzlukları konuşuyoruz ama iş icraata gelince foosss…….

İyi eleştiriciyiz ama görev adamı değiliz. Üç maymunu güzel oynuyoruz. Tabi bu esnada atı alanda Üsküdar ı geçiyor. İyi uykular……………..

SAYGILAR
HÜSEYİN CÖMERT